1. Haberler
  2. Emek
  3. Fırat Topal’ın gözünden: Emek sömürüsünün mülteci hali

Fırat Topal’ın gözünden: Emek sömürüsünün mülteci hali

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Fırat Topal, Almanya’ya Türkiye’den gelen mültecilerin karşılaştığı zorlukları ve özellikle düşük ücretli, güvencesiz işlerdeki emek sömürüsünü ele alıyor. Yazısında, mültecilere yönelik kısıtlayıcı sosyal politikaların bu sömürüyü nasıl körüklediğini ve mültecilerin yaşadığı varoluş mücadelesini anlatıyor.

SERHAT NEWS – Türkiye’den Almanya’ya gelen mülteciler, ülkelerinde yaşadıkları siyasi ve ekonomik sıkıntılardan kaçarken, Avrupa’nın ortasında yeni bir yaşam kurma umuduyla yola çıkıyorlar. Fakat gerçekler, hayaller kadar parlak değil. Onlarca belirsizlik içinde entegrasyonun ilk durağı, düşük ücretli ve ağır koşullu işlerde çalışmak oluyor. Özellikle de dil bilmeyenler için kaçınılmaz bir rota. Almanya’nın eyalet eyalet farklılık gösteren mülteci politikaları, bazı eyaletlerde çalışma izni almak kolayken, bazı eyaletlerde görünmez bir duvar örüyor mültecilerin önüne. Bu duvara çarpanlar ise çareyi kayıt dışı çalışmakta buluyor.

Çoğu mülteci, çalışma izni beklerken, saatlik asgari ücretin yarısı ya da üçte ikisi kadar bir paraya, sigortasız ve güvencesiz işlerde uzun saatler çalışmak zorunda kalıyor. Temizlik firmaları, restoranlar, dönerciler ve inşaatlar bu insanların ilk durakları. Çünkü bu sektörler zaten daha çok göçmenlerin elinde. Hem burada işe alınmak daha kolay, hem de işveren için oldukça “makul” bir seçenek.

İnsani yardım da denetleniyor artık

Devlet elbette temel yaşamını sürdürecek miktarda destek sağlıyor. Ama hayat sadece karın doyurmaktan ibaret değil. Aynı zamanda Almanya’da 2024’ten bu yana birçok eyalette uygulamaya konulan BezahlKarte (Sosyal Ödeme Kartı) ile mültecilere verilen nakdi yardımlara da ciddi kısıtlamalar getirildi. Bu kartlar aracılığıyla mültecilerin yalnızca çok cüzi miktarda nakit para çekmelerine izin veriliyor. Üstelik online alışveriş, banka havalesi gibi kullanma imkânı da tamamen ortadan kalkmış durumda. Kartın geçerli olduğu yerler sınırlı; bu durum mültecileri alışveriş özgürlüğünden, bütçesini yönetme hakkından mahrum bırakıyor. Devlet artık mültecinin ne harcayıp ne harcamayacağına da karar veriyor. Bu da insani yardımı bir denetim ve kontrol aracına dönüştürüyor.

Mülteciyi göçmen sömürüyor

Mülteciye, güvenlik ve barınma dışında imkân tanımayan bu uygulamalar, mültecinin emeğini sömürüye teslim etmesi dışında bir seçenek bırakmıyor. Bu yüzden vergisiz işler mülteciler için cazip görünürken göçmen (Almancı) işverenlere fırsat sunmuş oluyor. Mültecilerin önemli bir kısmı asgari ücretin altında çalışıyor; resmi çalışanların ise maaşlarının bir kısmını elden geri verdiği de oluyor; ne de olsa memleket geleneği burada da layıkıyla sürdürülüyor. Çalışanların hastalansa bile işe gitmeme gibi bir lüksleri yok; aksi halde maaştan kesinti yapılıyor. Almanya’da bu duruma karşı elbette caydırıcı cezalar olsa da minare kılıfına uyduruluyor bir şekilde. İşveren bu durumu kendi soydaşı olan mültecisine sahip çıkmak, hatta mülteci için bir lütuf olarak açıklasa da klasik para kazanma hırsı, emek sömürüsü dışında bir anlam ifade etmiyordur sanırım. “Kurulu düzen” biraz da böyle inşa ediliyor. Mülteciler elbette ailelerine para göndermek ve gelecek de kurmak istiyorlar. Sadece güvende olmak, yaşamak diye tanımlanamaz nihayetinde.

Mülteci karşıtı politikalar sonuç veriyor

Almanya’da uzun süredir devam etmekte olan mülteci krizi, merkez sağın baskısıyla mültecilere karşı uygulanan katı kurallar, red kararları ve geri göndermelerdeki hızlı artış karşısında, mülteciler yeni kaygılar edinmiş oldu. Seçim sonuçları, Almanya’da mülteci politikalarını da değiştirdi. Başta AfD olmak üzere, seçim kampanyalarını mülteci karşıtlığı üzerine kuran partiler ciddi destek topladı; bu yükseliş diğer partileri de göç karşıtı politikaları benimsemeye itti. Federal hükümet ve eyaletler, iltica başvurularına dair değerlendirme süreçlerini hızlandırırken, bu süreçlerdeki red oranları da artış gösteriyor. Bu politikalar elbette iltica başvurularında ciddi bir düşüşe neden oldu. Yasal düzenlemeler, siyasi söylemler mültecileri sosyal yaşamdan uzaklaştırırken aynı zamanda sömürü çukuruna sürüklüyor. Mülteciler ise geri gönderilme korkusu, kimliksizlik, gelecek ve yaşam kaygısı içerisinde bir varoluş savaşı veriyor.

Tepki Ver | _zg_n6
1
mutlu
Mutlu
6
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Fırat Topal’ın gözünden: Emek sömürüsünün mülteci hali
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu bahis sitelericasino siteleri