Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım AKOM yazısından sonra, AK Parti Van İl Başkanlığı geniş bir açıklama yapmış. Öyle böyle değil; kelimenin tam anlamıyla “Vanifesto” yazmışlar. Açıklamanın içinde her şey var: ortak akıl, refah, huzur, terörsüz Türkiye, gönül, dua, alın teri, inşa, ihya, ihsan, ihmal… Semiallāhü li-men hamideh!

Oysa ben sadece, yetkisi olmadığı hâlde AK Parti Van İl Başkanı Abdulahat Arvas’ın belediye çalışanlarıyla “Ortak Akıl Buluşması” ismiyle toplantı yapmasını eleştirmiş ve bunu da kayyum atanan DEM’li belediye döneminde açılan AKOM Hizmet Binası’nda yapmasını ironik bulduğumu söylemiştim.

Açıklamada ortak akla vurgu yapılıyor ama ortak akıl, farklı düşüncelerden insanların bir araya gelmesiyle oluşur. Bu açıklamada genelde “Biz biliriz”, “Biz yaparız” mesajı verilirken, bizim fikir ve düşüncelerimiz ise “algı”, “maksatlı”, “seviyesiz” olarak değerlendirilmiş.

E hâl böyle olunca, insan ister istemez “Bu ne güzel ortaklık!” diye düşünmeden edemiyor.

Açıklamada deniyor ki:
“Projelerle konuşuyoruz, polemiklerle değil.”
Allah Allah, bizim niye haberimiz olmadı! Van’a tramvaylar, havaalanları, fabrikalar yaptınız da biz mi yok dedik!

Van, TÜİK verilerine göre Türkiye’nin en yoksul illeri arasına girmişken, uyuşturucu bağımlılığı 11 yaşına kadar düşmüşken, işsizlik her gün biraz daha artarken, Van’ın eğitim seviyesi her yıl biraz daha düşerken “Projelerle konuşuyoruz.” diyebilmek herkesin harcı değil.

Projelerin dili olsa da konuşsa… Mesela AKOM. Ben sordum diye “algı çalışması” oldu. Demek ki bir binayı sormak, bir tür hainlikmiş de haberim yokmuş. “Bu binada ne işiniz var?” diye sormak neredeyse vatan hainliği oldu. Öyle bir açıklama yapıldı ki, sanki gizli bir askerî üssü deşifre etmişim. ABD, bunların açıklaması yüzünden yanlış anlar, AKOM’u nükleer tesis falan zanneder… Al başına belayı!

Siyasi bir partinin yetkilisi, belediyeye ait hizmet binasında belediye çalışanlarını toplayıp talimat veremez. Kamu binaları siyasi propaganda yerleri değildir dediğimiz için suçlu mu olduk? Açıklamada sık sık “kamu yararı” denmiş ya, o zaman şöyle yapalım: DEM Parti il eş başkanları da yarın AKOM binasında belediye çalışanlarıyla bir toplantı yapsın. Madem yaptığınız iş kamu yararına, DEM Parti’nin de bunu yapmaya hakkı var. Buna izin verecek misiniz?

Açıklamada şöyle deniliyor:
“Kimsenin kapısını çalmadığı vatandaşlara ulaşıyoruz. Vatandaşın kapısını sadece biz çalıyoruz.”
Gerçekten çalmadığınız kapı kalmadı! Kapısını çaldığınız insanların sofrasında ne ekmek kaldı ne de soğan. Bütün halkın “Yeter artık, düşün yakamızdan!” dediği bu süreçte halka gidemediğinizi, sokağa çıkamadığınızı hepimiz çok iyi biliyoruz. Hatta, 2 Nisan mazbata krizinden sonra aylarca evinizden çıkmadığınız sır değil.

Konuyu “terörsüz Türkiye” hedefine nasıl bağladınız, tebrik ederim. Biz burada belediyeye ait bir binayı tartışıyorduk, siz bir anda bayrak direğine tırmandınız. AKOM binasından nereye geldik: vatan, millet, Sakarya… Allah Allah Allah!

“Muhabbet fedaileriyiz.” diyorsunuz. Muhabbet için kendinizi feda etmenize gerek yok. 23 senedir yeterince muhabbetinizi dinledik. Gidin, ötede muhabbet edin.

Kamu yararı için bir şeyler yapmak istiyorsanız çıkın şunu söyleyin:
“Kayyum, kamu zararıdır. ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde kayyumların geri çekilmesini ve halkın iradesinin yeniden göreve gelmesini istiyoruz.”
Bunu söyleyin, biz de size inanalım. Ama işinize gelmiyor, asla diyemezsiniz. İşte sizin samimiyetiniz, muhabbetiniz bu kadar.

Ortak akıl diyorsanız siz de her eleştiriyi “fitne tohumu” zannetmeyi bırakın. Belki o zaman bu şehir gerçekten ortak akılla kalkınır. Bazen bir yazı, sadece bir yazıdır. Ne algıdır ne ajitasyon, sadece gözlemdir.

Nihayetinde…
Ben gazeteciyim, siz yöneticisiniz. Benim işim sormak, sizin işiniz açıklamak. Ama şu da bir gerçek: Siz ne derseniz deyin, Van halkı artık “ortak akıl” derken kimin düşündüğünü, kimin sadece konuştuğunu gayet iyi biliyor.