1. Haberler
  2. Özel
  3. Necdet Yentürk yazdı: Bir Kürt münevverinin portresi 1: Xelil Xeyali

Necdet Yentürk yazdı: Bir Kürt münevverinin portresi 1: Xelil Xeyali

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kürt tarihinin yakın dönemi Kürdolog Halil Hayali (Xelil Xeyali)’yi ulus bilincine sahip olan Kürt ulusal tarihinde eşi pek az rastlanan Halil Hayali’nin Kürd toplumunda tanınmaması üzücü bir durumdur.

Modan aşiretine mensup olan Halil Hayali, Kürd mirliklerin henüz sonlandırıldığı 1864’te Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Zender köyünde dünyaya gelmiştir. Halil Hayali, Bitlis’in Mutki ilçesinin Modan Aşiretinden, çevresinde saygınlığıyla tanınan bir ailedendir.  O doğduğu zaman, Kürdistan’da Mirlik sistemi dağılma ve lağvedilme sürecinde idi. Mir Şerefhan ailesi yönetimindeki Bitlis Mirliği de aynı akamete uğramıştı, bölgede şiddet ve karmaşa hâkimdi.

Bu ortamda eğitimine bölgedeki medreselerde başlamış ve iyi bir medrese eğitimi aldıktan sonra, “tahsilini sürdürmek üzere Diyarbekir’e gitmiştir. 1882’den itibaren Bitlis ve Siirt’te tapu idaresinde devlet memuru olarak çalışmış. Daha sonra bilinmeyen nedenlerden ötürü 1890’larda İstanbul’a göç etmiştir.

İstanbul’da yüksek tahsil yapan Halil Hayali, bir yandan da memuriyetini İstanbul Halkalı Yüksek Ziraat Mektebinde mali muhasebeci olarak sürdürmüştür. Fransızca, Arapça dillerini çok iyi bilen Hayali, Kürt ulusunun her bakımdan yoksunluğunu görerek, ulusunun dertlerine çare arama isteğini duymuş; Kürt dilinin yapı ve cümle bilgisini (dilbilgisi) kaleme alarak bir de sözlüğünü yapmıştır.

1900 tarihlerinde İstanbul’da bulunan Halil Hayali, Kürt gençleriyle tanışmış ve onların ulusal sorunlar etrafında gelişmekte olan düşüncelerine katkıda bulunmuştur. Yazdığı Kürtçe çalışmalar ışığında ulusal öğretmenliği bir görev bilerek, yirmi yılı aşkın bir sürede birçok kişiye Kürtçe dersler vermiştir. Kürtçenin tüm lehçelerini de bilmektedir. Gönüllü olarak sürdürdüğü öğretmenliğin yanı sıra, o dönemde yayınlanan Hetawi Kurd, Roji Kurd, Jin, Yekbun gibi birçok Kürtçe gazete ve dergilerde de yazılar yazmıştır. Özellikle Kürtçe sözlük ve dilbilgisi alanlarında yoğunlaştığı anlaşılmaktadır.

Halil Hayali, ikinci meşrutiyetle beraber, Kürd siyasi aktör ve cemiyetleriyle ilişkisini sürdürerek, dönemin siyasi atmosferi içerisinde oldukça aktif rol almıştır. Rastlantı sonucu o tarihlerde Mekteb-i İdadiye’de okumakta olan ve düşünceleri nedeniyle sonraları okuldan çıkarılan, aslen Çermik ilçesi Zazalarından olup Diyarbakır’da oturan Tevfik Efendi’nin oğlu Ziya Efendi ile tanışmıştır. Ziya Efendi Türkçülüğünce “Ziya Gökalp” adını alıp Türk Ocağı derneği ve Türk Yurdu dergisinin kurucuları arasında yer almıştır. Halil Hayali ve Ziya Gökalp beraber Kürtçe dilinin bilgisini kaleme almışlar, bir de sözlüğünü yapmaya başlamışlardı. Ziya Gökalp okuldan çıkarılır ve Diyarbakır’a dönmek zorunda kalınca, bu yazılmakta olan eserleri de beraberinde götürmüştür.

O tarihten itibaren ilişkileri kesilmiş olduğundan, Meşrutiyetin ilanına kadar da Halil Hayali bir daha Ziya Gökalp ile görüşememiştir. Meşrutiyetten sonra Selanik’te toplanan İttihat ve Terakki Cemiyeti kongresine Ziya Gökalp’in Diyarbakır delegesi olarak katılması nedeniyle İstanbul’da bulunduğu sırada Halil Hayali kendisinin de, kısmen birlikte hazırlamış oldukları Kürtçe yapı ve cümle bilgisi eserlerini istemişse de Ziya Gökalp, bunları yaktığını söyleyerek vermek istememiştir. Halil Hayali Kürt ulusunun ihtiyaç duyduğu bu eserlerini yeniden yazmaya başlamıştı.

Halil Hayali, Kürd tarih ve edebiyatında söz sahibi olan ve aynı zamanda Osmanlı döneminde Amasya’da valilik yapan Süleymaniye’li Kürd şair Piremérd(Tevfik Mahmut Hamza)’le de sıkı ilişkiler içerisindedir. Piremêrd, birçok yazısında Halil Hayali’den övgüyle bahsetmiştir.

Halil Hayali, Kürt Terakki ve Teavün Cemiyetinin kurulmasına çalışanlardan biri olarak tanınmakla birlikte Neşr-i Maarif Cemiyetinin de kurucularından biridir. Bedîuzzaman Molla Sait “İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi” adlı yazılı kitabının 44. sayfasında “ebnai cinsimde bunlara birkaç söz söyleyemezsem bence bahis natamam kalır (burada, bizden sonra gelecek olanlarımıza birkaç söz söyleyemezsem, bence konu eksik kalır)” diyerek “İşte ulusal onurun bir örneğini size takdim ediyorum ki o da Mutkili Halil Hayali Efendi’dir.

Ulusal çabanın her alanında olduğu gibi dil alanında da çalışıp derinliğine bilgiler edinmiş ve dilimizin temeli olan alfabesini ve dilbilgisini oluşturmuştur. Hatta diyebiliriz ki bu yolda gösterdiği çaba, azim ve özveri, onun manevi varlığının ayrılmaz bir parçası olmuş; o varlığı oluşturmuştur. Kürdistan madeninde böylesine onurlu bir cevherle karşılaşıldığından, bizim geleceğimizi, onurlu gibi yeteneklerin aydınlatacağı bir gerçektir. İşte bu kişi, gücüne yaraşır onurlu bir önder tutum göstermiş ve gelişmeye ihtiyaç duyan dilimize ilişkin bir temel atmıştır. Onu izlemeyi ve onun attığı temel üzerinde yoğunlaşmayı yurdunu ve ulusunu seven insanlara tavsiye ederim. Kadri Cemilpaşa Doza Kürdistan kitabında böyle övgüyle bahsedilmektedir.

İkinci Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra 2 Ekim 1908 Kürd Tevün ve Terakki Cemiyeti (KTTC) kurulur ve kısa bir süre sonra 5 Aralık 1908’de cemiyete bağlı olarak Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi (KTTG) yayınlanır. Halil Hayalî KTTC kurucu üyelerinden biridir. KTTC ve yayınladığı gazete, bir yıl geçmeden 9. sayıdan sonra dönemin siyasi iktidarı tarafından kapatılır. Cemiyetin tüzüğüne ve yayınladığı KTTG’indeki yazılara baktığımızda, cemiyetin Kürd diline ve Kürtçe eğitime oldukça önem verdiği görünmektedir. Kısa dönem içerisinde cemiyet kapatılıp ve yayınladığı gazetenin yayını da durdurulduktan sonra, KTTG’ni çıkaran kadro tarafından Kürd Neşr-i Maarif Cemiyeti (KNMC) kurulmuştur.

Bu yeni cemiyetin yönetiminde Kürdçe eğitim ve öğretimin yaygınlaştırılması için “Kürd Meşrutiyet Mektebi?” adıyla ilköğretim düzeyinde bir okul kurulmuş ve dönemin Maarif Müdürlüğü’nden de maddi destek almış ilk Kürd eğitim kurumudur. Bu okulun yönetimiyle ilgi Kadri Cemil Paşa şöyle bir aktarımda bulunur: “Halil Hayali samimi bir milletperver olan Diyarbekirli Mirî Katibizade Cemil ve Liceli Kürdizade Ahmed Ramiz’le birlikte Kürd çocuklarını okutmağa mahsus bir okul ve Kürd cemiyetine bağlı bir de Kürd basım evi kurmuşlardı.

1908’de basılmış olan Halil Hayalî’nin “Elifbayê Kurmancî” kitabı, bu okulda okutulan ders materyallerinden biri olmuştur. Halil Hayalî’nin yukarıda belirtilen iki cemiyetin de aktif üyesi, Kürd dili ve kültürü alanındaki çalışmaların da sorumlularından biriydi. Halil Hayalî’nin “Elîfbayê Kurmancî”si, Arapça alfabesiyle yazılmış olup 34 harften oluşmakta ve toplam 27 sayfadır.

Halil Hayali, 1940 tarihinde İstanbul’da Musa Anter’le de tanışır. O dönem ziraat mühendisliğinden emekli olmuş ve oldukça yaşlıdır. Musa Anter onun için övgü dolu uzun cümleler kurarak: oldukça kültürlü olduğunu, kalbi ve gözleri vatan aşkıyla parlayan pırıl-pırıl bir ihtiyar olduğunu söyler. Halil Hayali, elindeki birçok belge ve bilgiyi yeni nesillere aktarması için Musa Anter’e verir. Fakat Musa Anter, bu belgeleri zamanla kaybederek maalesef muhafaza edemez. Halil Hayali 1946 yılında Ankara’da vefat edip mezarı Ankara Cebeci asri mezarlığında bulunmaktadır.

Tepki Ver | mutlu3
3
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Necdet Yentürk yazdı: Bir Kürt münevverinin portresi 1: Xelil Xeyali
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu bahis siteleri deneme bonusu veren siteler