Oktay Candemir yazdı: Kemal Kurkut ve kusursuz cinayet

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Biz onu elinde su şişesiyle, ardında silahlı polisler ve çıplak bedeni yere düşerken gözlerimizin içine bakan gözlerinden tanıdık. Katledildikten sonra Gazeteci Abdurrahman Gök’ün çektiği 8 kare fotoğraf ile zihinlerimize kazındı.

Malatya İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencisi idi, keman çalacak kadar ince bir ruha sahipti. İsmi ile çaldığı enstrümanın ismi birbirine çok yakışıyordu.

‘Coğrafya kaderdir’ sözüne dair ne varsa hepsini kısacık ömrüne sığdırdı. Daha küçük yaşlarda babasını kaybetti, üniversite okuyan abisini cezaevinde sık sık ziyaret ederken devletin soğuk yüzüyle tanıştı. Öğretmen olan diğer ağabeyi ise KHK ile işinden ihraç edildi.

10 Ekim 2015 günü Ankara garında patlayan bombalardan şans eseri kurtuldu. Henüz 23 yaşında bir insan için çok ağırdı yaşadıkları. O da milyonlarca insan gibi HDP’ye gönül vermiş ve HDP’nin düzenlediği tüm etkinliklere katılıyordu.

İşte buydu katline sebep suçu!

21 Mart 2017 günü Amed Newroz’una katılmak üzere kurulan bariyerlerin önüne geldi. ‘Kimliğini çıkar’ dediler çıkardı, çantasını aradılar yetmedi üstünü de aradılar. Polis kafayı takmıştı bir kere; bu kez de ‘üstünü çıkar’ dediler. O da buna itiraz edince gözaltına almak istediler. Çekiştirmeye başladılar, onların elinden kurtulup ileriye doğru koşmaya başladı ve polisler silahına davrandı. Sırtından vurdular Kemal’i. Biraz koştuktan sonra, ilerideki toprak bir zeminin üzerine yığılıp kaldı.

Koşarken Gazeteci Abdurrahman Gök’ün objektifine takılan o son bakışı, 1972’de Vietnam’ın dramını anlatan ve atılan bombaların şokuyla koşan çıplak kızın fotoğrafından bile daha büyük bir dramı anlatıyordu. Çıplak kız çocuğunun fotoğraflarını çeken Nick Ut, politzer ödülünü aldı ama konu Kürtler olduğunda görmeyen ikiyüzlü dünya ne Kürdün dramını gördü ne de Abdurrahman Gök’ün çektiği fotoğrafları.

Soruşturma kapsamında iki polis memuru gözaltına alındı. Polislerden biri ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı, diğeri adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Daha sonra yapılan duruşmalarda ikisi de beraat etti.

İstinaf mahkemesi, Kemal Kurkut’un “saldırgan bir eylemci” olduğunu ve öldürülmesinde polisin silah kullanma koşullarının oluştuğunu iddia ederek, Kurkut’un katledilmesini kusursuz buldu.

İstinaf, “Olayın oluş şekli dikkate alındığında Kemal Kurkut’un Nevruz alanında eylem yapmak için Nevruz alanına yakın yerde bulunan kasaptan uzun bir bıçak temin ettiği (…)” ifadeleriyle Kurkut’un “saldırgan bir eylemci” olduğunu iddia etti.

Oysa Kurkut’un katledildiği ilk gün emniyetten yapılan açıklamada, Evrim Alataş Caddesi’ndeki polis barikatından ‘Nevruz’ alanına girmeye çalışan bir canlı bombaya müdahale edildiği söylenmişti. Karakola göre canlı bomba olan Kemal Kurkut, mahkemede eli bıçaklı bir saldırgan oluvermişti.

Eskiden bu tür cinayetlere ‘faili meçhul’, ‘havadan seken mermi’, ‘Yerden seken bir mermi’ diyerek cinayetleri örtbas eden mahkemeler, bu defa hiç lafı eveleyip gevelemedi. ‘Polisler kusursuz’ dedi.

Evet, çekilen fotoğraflardan anlıyoruz ki kusursuz bir cinayet işlenmiş. Elinde bir şişe su ile Newroz alanına girmek isteyen gencecik bir insan elinde yasal mermisi olan polisler tarafında aynı şehirde öldürülen Tahir Elçi gibi arkadan sıkılan kurşunlarla Devlet dersinde öldürüldü.

Kemal Kurkut yaklaşık 5 yıldır Battalgazi mezarlığında yatıyor. Keman çalan o ince ruhlu çocuk bir daha asla olmayacak. Mahkemeler onun öldürülmesini ‘Kusursuz’ bir kamu hizmeti olarak gördü. Yani Kemal’in öldürülmesi kanuna uygundu.

33 Kurşun, Roboski, Kasaplar Deresi, Zilan… Hatta 6-7 Eylül’ü organize edenler ‘Kusursuz bir operasyondu’ dememişler miydi?.. Kusursuz bir ülke yerine kusursuz operasyonlar yapan bir devlet olsun istiyorlar.

Bir dönem ‘Diyarbakır ortasında vurulmuş uzanırım’ şarkısını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönettiği hükümetin polisleri tarafından Diyarbakır ortasında vurularak öldürüldü.

Diyarbakır ortasında vurulmuş uzanırım/Ben bu kurşun sesini nerede olsa tanırım/Üzülme sen, üzülme başını öne eğme/ Gün olur kavuşuruz, dert etme Diyarbakır…/

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Serhat News editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Oktay Candemir yazdı: Kemal Kurkut ve kusursuz cinayet

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir