1. Haberler
  2. Özel
  3.  Polisiye demek gizem demektir: Kerem Kaş’ ile söyleşi

 Polisiye demek gizem demektir: Kerem Kaş’ ile söyleşi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İntikam”, “Kayıp Cesetler”, “Kutsal Sır”, “Kalenin Laneti” ve “Vasiyet”  kitapların yazarı Kerem Kaş’ tanıyabilir miyiz?

  • Tabii ki. Öncelikle bana bu fırsatı sunduğunuz için teşekkür ederim. İsmim Kerem Kaş, 1978 İstanbul doğumluyum. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldum. Geçmişte oyunculuk, seslendirme, bankacılık dahil bir sürü değişik iş yaptım. Bir ara Antalya’ya giderek orada kendi işimi kurmaya çalıştım. En son 6 yıldır Finans Yöneticisi olarak çalıştığım bir restorandan ayrılarak sadece yazmaya karar verdim. Bu sıralarda da ilk kitabım yayımlandı ve Türkiye Polisiye Yazarlar Birliği (POYABİR) üyesi oldum. İnteraktif yayın yapan “Dedektif Dergi” ile tanıştım. Bu dergiye polisiye öyküler, inceleme ve tanıtım yazıları gönderdim. Bu yazılarım dergide yayımlandı. Yine bu derginin düzenlediği “Zehirli Kalem Polisiye Öykü Yarışması”nda “Dönüm Noktası” adlı öykümle katıldım ve 8. olarak mansiyon ödülü aldım.Ardından İz Bırakan Kalemler topluluğu ile tanıştım. Şu anda da İBK Yayınevinin Yayın Koordinatörlüğünü yapmaktayım. Aynı zamanda yayınevinin ortağı ve yazarıyım.

Kısaca kitaplarımdan da bahsetmek isterim. Ben polisiye kurgu romanlar yazıyorum. Romanlarımdaki bazı olaylar ve karakterlerin gerçekte gördüğüm olaylar ve kişilerle ufak tefek ilgileri olsa da tamamen benim hayal gücümün eseridir. İlk kitabım “İNTİKAM” 2019 yılında AZ Yayınlarından basıldı. 2000 adet basılan bu eserim 2021 yılında İBK Yayınevinden 2. ve 2024 yılında da 3.baskısını yaptı. Polislerle oyun oynamayı seven, intikamın peşindeki çok zeki bir katilin hikayesidir bu kitap. İkinci kitabım “Kayıp Cesetler” Herdem Yayınlarından 2021 yılında çıktı. Burada yarattığım eski polis Tolga Ateş karakterini daha sonraki kitaplarımda da kullanmayı o zamanlar tasarlamıştım. Zaten son kitabım “VASİYET” te de Tolga Ateş karakteri yer alıyor. Bunlar haricinde İBK Yayınlarından 2022 yılında “KUTSAL SIR ve 2023 yılında da “KALENİN LANETİ” adlı kitaplarım yayımlandı. Kutsal Sır adlı romanım çok büyük emek ve araştırmalar sonucu yazdığım bir kitaptır. İstanbul’un Fethi’ne kadar dayanan bir sırla ilgili günümüzde geçen bir polisiye macera tarzıdır. Kalenin Laneti ise daha çok korku gerilim tarzında denediğim bir kitaptır.

Yazmaya olan ilginiz merakınız nasıl başladı?

  • Bunu aslında pek hatırlayamıyorum. Ancak okuyarak başladığı kesin. Babam bir gün eve, elinde bir gazeteden aldığı 12 kitaptan oluşma resimli klasikler serisi ile geldi. Çocuk klasikleri diyebileceğimiz bu kitapların arasında Robin Hood’dan Define Adası’na, Sefiller’den Tom Sawyer’a birçok eser vardı. Bu kitapları okudukça çok sevdim. Özellikle Tom Sawyer’ın maceralarına bayılmıştım. Daha sonra 13 yaşında iken Agatha Christie ile tanıştım. Bir iki kitabını okudum ve çok beğendim. Sonra ben de bunun gibi yazabilirim dedim ve bulduğum her yere ki o zaman bilgisayarım yoktu- yazmaya başladım. Özellikle matematik dersleri için aldığımız kareli harita metot defterleri vardı, onların son sayfaları hep boş kalırdı. İlk hikayelerimi oralara yazmışımdır. O günden beri yazıyorum.

Günlük hayatta edebiyat ve okumaya aranız nasıl?

  • Okumayı severim. Biraz da işimle alakalı yayıncılık sektörü içerisinde olduğumdan çok kitap okuyabiliyorum. Yalnız ben daha çok gerilim dozu yüksek, polisiye ve macera dolu kurgu kitapları okumayı seviyorum. Ayrıca özellikle İslam öncesi Türk tarihi, Milattan çok önceki yıllardaki uygarlıklarla ilgili kitaplar ve uzay ve bilim ile ilgili eserler ilgimi çekiyor.

Hiç motivasyonunuzun düştüğü ya da tükenmiş yaşadığınız oldu mu?

  • Elbette oldu. Özellikle ilk kitabım İNTİKAM’ın basım aşamasında çok zorluklarla karşılaştım. Bir ara herhalde bu kitap basılmayacak diye düşünüp kitabı kenara attığımı iyi biliyorum. 6 yıl boyunca (restoranda çalıştığım sürede) tabii ki iş yoğunluğunun da etkisiyle, uzun zaman 2 satır yazamadığım oldu. Zaten işi bıraktıktan bir ay sonra kitabımın sözleşmesini imzaladım, 3 ay sonra da kitabımı elime aldım. Süreç çok hızlı ilerlemişti o zaman.

Romanda en beğendiğiniz tür ve yazarlar kimlerdir ve okurlarımıza kimi tavsiye edersiniz?

  • Ben polisiye yazarıyım doğal olarak polisiye okumayı severim. Agatha Christie elbette ki favori yazarım. Ayrıca sıkı bir Stephen King hayranıyımdır. Maxime Chattam, Dean R.Koontz, Dan Brown, Jules Verne, Celil Oker, Çağatay Yaşmut sevdiğim yazarlar arasında. Polisiye dışı düşünürsek de en sevdiğim yazar Tolstoy. Jack London, Steinbeck, Paul Auster’ı da çok severim.

Polisiye merakınız nasıl başladı?

  • Ben çocukken bizim evde Agatha Christie, Stephen King ve aşk romanı yazarı Danielle Steel’in kitapları vardı. Bir de hatırlıyorum, “Çatı” adlı meşhur roman ve serisi vardı. İlk okuduğum kitap, belki kader belki de şans, Christie’nin meşhur eseri “Doğu Ekspresinde Cinayet”romanıydı. İnanılmaz beğendim. Sonra zaten devamı geldi. Öncelikle Agatha Christie’nin tüm eserlerini aldım ve okudum. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinin bulunduğu Beyazıt’taki Meşhur “Sahaflar Çarşısı”nı bilirsiniz belki. Yolumun üzeri olan bu çarşıdan her geçişimde birkaç polisiye roman alırdım. Oradaki esnaf benden bıkmıştı artık. Sonra başka polisiye eserler de okudum. Sanırım serüven böyle başladı.
 Polisiye demek gizem demektir: Kerem Kaş’ ile söyleşi - kerem kas
Kerem Kaş

Bazı romanlarınız (“İntikam” ve “Kutsal Sır”) sert polisiyeye yakın, bazı romanlarınız ise (“Kayıp Cesetler” ve “Vasiyet”) tam bir “katil kim?” polisiyesi. Sizce ülkemizde hangi tür daha çok seviliyor ve neden?

  • Çok güzel bir soru bu, teşekkür ederim ama bu soruyu yanıtlamadan önce öncelikle polisiye romanın gelişiminden bahsetmek gerekir. Polisiye romanlara ilgi özellikle 19.yy. sonlarında Sherlock Holmes hikâyeleri ile arttı. Öykülerdeki gizem, muamma ve katil kim sorusu okuyucuyu çekti. Kitabı okuyanlar da bir yandan katili bulmaya çalıştılar. Bu da polisiye türünün çok sevilmesini sağladı. Böylece 1920’lerden sonra Altın Çağ polisiyesi dediğimiz dönem başladı. Agatha Christie’ler, Erle StanleyGardner’lar, Carter Dickson’lar çıktı. Bu romanlarda genelde bir köyde veya kasabada bir cinayet işlenir, şüpheliler ve deliller ışığında bir polis veya bir dedektif olayı çözerdi. Katil, romanda adı geçenlerden biri olmalı ve okuyucuya mutlaka tanıştırılmalıydı. Aşırı şiddet ve seks olmazdı. Zamanla tabii her şey değişiyor.2.Dünya Savaş’ından sonra da casus ve ajan romanları modası başladı. Bu da sert polisiye dediğimiz türü ortaya çıkardı. Yani roman kahramanının elinde silahla gezen, kavga eden, hatta adam öldüren bazen polisten kaçan bir kişi olduğu; çoğu zaman içki ve kadın hatta uyuşturucu düşkünü olduğu; kovalamacalı, yumrukların ve silahların konuştuğu polisiye türüydü bu. Bu da sevildi. Günümüzde ise ikisi de revaçta ama son yıllarda özellikle ülkemizde, katil kim romanlarının modasının geçtiği söyleniyor. Ben buna katılmıyorum. Ben iki türü de yazmayı seviyorum ama tercihimi sorarsanız hem yazma hem okuma olarak kesinlikle “Katil Kim?” romanlarıdır.

 Polisiye demek gizem demektir: Kerem Kaş’ ile söyleşi - katap1 

Polisiye Roman yazmak zor mu?

  • Kesinlikle zor. Bir kere çok dikkatli ve mükemmel bir kurgu yaratmanız gerekir. Kurgu bozuk olursa okur bunu hemen fark eder ve romanın inandırıcılığı kaybolur. Polisiye romanda bana göre üç unsur vardır. Kim yaptı, neden yaptı ve nasıl yaptı? Belki buna ne zaman yaptı sorusunu da ekleyebiliriz. Bu üç unsur kitapta yoksa ya da var ama biliniyorsa o roman gizem ve merak özelliğini kaybeder ve polisiyeden çıkar. Çünkü polisiye demek gizem demektir. Bence polisiyeyi polisiye yapan unsurlardan en birincisi katilin kim olduğudur. Nasıl ve neden yaptığı muammaları da onunla beraberdirler. Bu üçü olmadan bence polisiye olmaz. Roman olur ona bir şey demem ama polisiye olmaz.

Roman yazma yönteminiz nedir? Yazma hazırlığınızı nasıl yapıyor ve bunu nasıl uyguluyorsunuz?

 Polisiye demek gizem demektir: Kerem Kaş’ ile söyleşi - kitap3

  • Romana başlamadan önce son noktasına kadar hazırlık yapıyorum. Kesinlikle, bir başlayayım nasılsa aklıma bir şeyler gelir ve ilerlerim diye düşünmüyorum. Romanın önce konusunu ve karakterlerini belirliyorum. Karakterlere isim ararken bile uzun uzadıya düşünüyorum. Sonra sinopsisi yazıyorum. Katil kim olacak, nasıl yapacak, neden yapacak? Ve ardından zaman çizelgesi hazırlıyorum. Kim, hangi gün, saat kaçta ne yapacak diye. Bazen harita bile çizmişliğim oluyor. Ondan sonra yazması daha kolay oluyor. Tabii roman içinde bazen konu farklı bir yerlere gidebiliyor o zaman ufak değişiklikler yapıyorum. Ama genel şablona bağlı kalıyorum.

 Türkiye’de polisiye türü neden istediği ilgiyi görmüyor?

  • Aslında görüyor. Hatta Türkiye’de basılan ve satılan kitap istatistiklerine bakarsak sanırım kişisel gelişim kitaplarından sonra en çok satan tür, polisiye türü. Aslında temel sorunumuz Türkiye’de kitap okuma oranının düşük olması bence. 85 milyonluk ülkede aktif kitap okuyanlar nüfusun binde beşi. (Hayır yanlış yazmadım yüzde değil binde beşi…) Bu da ister istemez polisiye türünün az okunduğu kanısı uyandırıyor toplumda. Aslında kitap az okunuyor maalesef ülkemizde.

 Polisiye demek gizem demektir: Kerem Kaş’ ile söyleşi - kitap4

Yapay zekanın edebiyata etkisi var mı?

  • Yapay zekanın artık tüm yaşamımıza etkisi var. Sadece edebiyata değil her konuda etkisi var maalesef. Ben bunun sonunu pek iyi görmeyenlerdenim. Bana kalırsa bu bir özenti. Nasıl bir ara e-kitap yayıncılık sektörünü bitirecek denildiyse yapay zekâ için de öyle diyenler var ama ben katılmıyorum. Tamam, doğru gerekli verileri girerek yapay zekâya kitap bile yazdırabiliyorsunuz bu zamanda ama asla bir insanın zekâsının yerini tutamaz.

Yeni bir roman yazıyor musunuz? Yazıyorsanız okurlarımıza yeni kitabınız hakkında ne gibi ipuçları verebilirsiniz?

  • Hazırda, tamamen bitmiş yeni romanım var. İlk defa “KAYIP CESETLER” son olarak da son romanım “VASİYET” de yer verdiğim, Dedektif Dergi ’deki hikâyelerimin bazılarında da yer alan polislikten istifa etmiş Tolga Ateş karakterinin başrolde olduğu rahat polisiye tarzında olan romanım bu ama basılması biraz bekleyecek. Bir tane de kurgusunu ve başlangıcını yazdığım bir romanım daha var. Ancak ne zaman biter bilmiyorum.

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?

  • Kitap okuyun. Ne olur kitap okuyun… Günde on dakika yaklaşık 8-10 sayfa eder. Ayda 1 kitap, yılda 12 kitap eder. Bu bile yeterli. Konuşmanızdan düşüncenize hayatınıza ne kadar olumlu değişiklikler yaptığınıza şaşıracaksınız.

 

Serhat News

Tepki Ver | mutlu2
2
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
 Polisiye demek gizem demektir: Kerem Kaş’ ile söyleşi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Keyiflliydi kalemize sağlık

  2. Harika bir edit olmuş bu denli yazarlarımızın nasıl ilham alarak yazdıkları kaleme döktüklerini öğrenmiş olmak cok hoş başarılarınız devamını diliyorum

  3. Tarihi roman ve aksiyon sevenler için kutsal sır çok iyi bir tercih . Emeğinize sağlık.

Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu Veren Siteler Deneme Bonusu bahis sitelericasino siteleri