‘Seçim sürecinde cezaevlerindeki uygulamalar takip edilmeli’

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Seçimlere sayılı günler kala Bağımsız Seçim Platformu’ndan Nejat Taştan, cezaevlerinde oy kullanımına çekerek, mevcut seçim mevzuatının cezaevlerindeki tutuklu ve taksirli suçlardan hüküm giyenlerin oy kullanmasına olanak tanıdığını fakat diğer hükümlülerin oy kullanmasına olanak tanımadığını söyledi.

14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde cezaevlerinde oy kullanımında yaşanacak olan ihlallere ilişkin konuşan Bağımsız Seçim Platformu’ndan Nejat Taştan, seçimleri 2011’den beri izlediklerini belirtti. Taştan, cezaevlerinin bağımsız mekanizmalar tarafından sürekli izlenmesi, oradaki insanların hak arama mekanizmalarına erişimi ve şikâyetleri ile ilgili etkili incelemeler yapılmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Taştan, mevcut seçim mevzuatının cezaevlerindeki tutuklu ve taksirli suçlardan hüküm giyenlerin oy kullanmasına olanak tanıdığını söyleyerek, diğer hükümlülerin oy kullanmasına olanak tanımadığını ifade etti.

‘Türkiye ihlal oluşturan kısıtlarla ilgili düzenleme yapmadı’

Bu mevzuatın genel seçimlerde uygulanan bir sınırlama olduğunu, ama yerel seçimlerde buna ek kısıtlamaların olduğunu belirten Taştan, “Yerel seçimlerdeki kısıtlamalar tutuklu veya hükümlünün Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nde, kayıtlı olduğu adrese dayalı olarak belirleniyor.  Yani tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü kişinin adresi baz alınarak yerel seçimlerde seçme hakkını kullanabiliyor ya da kullanamıyor” dedi. Bu kısıtlamaların her ikisinin de seçimlere ilişkin uluslararası kriterlere uygun olmadığını ve seçme hakkının kullanımını ihlal ettiğini vurgulayan Taştan, “Sadece tutukluların ve taksirli suçlardan hüküm giymiş olanlara seçme hakkı tanınması konusunda AİHM 2013 yılında aldığı Söyler-Türkiye Kararı’nda ihlal kararı verdi” diye vurguladı.

'Seçim sürecinde cezaevlerindeki uygulamalar takip edilmeli' - cezaevleri oy kullanimi nejat tastan

Türkiye’nin bu karar sonrasında seçim mevzuatında çok sayıda değişiklik yapmasına rağmen ihlal oluşturan bu kısıtlarla ilgili yeni bir düzenleme yapmadığını ifade etti. Taştan, “Ancak YSK 2015 yılında AİHM’in bu kararına atıf yaparak hüküm giydiği halde henüz cezaevine girmemiş olanlar ile denetimli serbestlik veya sağlık durumu nedeniyle cezaevinden çıkan ancak cezası henüz bitmemiş hükümlülerin seçimlerde oy kullanmasının önünü açtı” diye kaydetti.

14 Mayıs seçimlerinde de bu durumda olanların oy kullanabileceğini belirten Taştan, “Burada şunu belirtmekte fayda var; YSK kararı olumlu bir değişiklik yaratmış olsa da hükümlülerin oy kullanma haklarını insan hakları sözleşmelerindeki standartlara uyumlu hale getirmiyor” dedi.

‘Cezaevleri bağımsız mekanizmalar tarafından sürekli izlenmeli’

Taştan, cezaevlerindeki insanların özgür iradesinin sandıklara yansımasının birçok faktörle bağlantılı olduğunu söyledi. Taştan, “Düşünün, kapalı bir kurumdasınız. 24 saat devletin gözetimi altındasınız ve o cezaevinin yönetimi bir siyasi partinin idare ettiği hükümete tabi. Burada elbette kullandığınız oy nedeniyle baskı, taciz vb. uğrama riskini düşünürsünüz” diye konuştu. Taştan, cezaevlerinin bağımsız mekanizmalar tarafından sürekli izlenmesi, oradaki insanların hak arama mekanizmalarına erişimi ve şikâyetleri ile ilgili etkili incelemeler yapılmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Taştan, geçmiş seçimlerde gizli oy kullanma hakkını ihlal eden durumların olduğundan söz ederek, şöyle devam etti: “Öyle ki geçmişte bazı cezaevlerinde sadece 1 seçmenin olduğu sandıklar kuruldu. Yani bir tek seçmen gidip oy kullansa sayımlar sırasında hangi partiye, adaya verdiği ayan beyan ortaya çıkacak. Bizim yaptığımız seçim gözlemlerinde 1-14 seçmenin olduğu cezaevi sandıklarında seçmenlerin oy kullanmamayı tercih ettiği görülüyor.”

1 Kasım 2015 seçimlerinde tespitlerini ise aşağıdaki tabloya göre örneklendirdi:

'Seçim sürecinde cezaevlerindeki uygulamalar takip edilmeli' - image 1

‘YSK her seçmenin oy kullanmasına odaklı değil’

Taştan, insanların oy verme haklarının odağa alındığı takdirde birçok çözümün üretilebileceğini ifade ederek şöyle örneklendiriyor: “Örneğin evinden çıkamayan seçmenlerin oy kullanacağı seyyar sandıklar az sayıda seçmenin olduğu cezaevlerine gidebilir ve tutuklular bu sandıklarda oy kullandırılabilir. Bu durumda seçmenin kime oy verdiği ortay çıkmayacaktır ve bundan kaygı duyan seçmenler oy kullanma konusunda daha istekli davranacaktır.”

Taştan, seçimlerin idaresinden sorumlu olan Yüksek Seçim Kurulu’nun ise her seçmenin oy kullanmasına odaklı olmadığını da ekledi. Tutuklu ve hükümlülerin seçme haklarını kullanması konusunda başta siyasi partiler olmak üzere hukukçular ve topluma da rol düştüğünü vurgulayan Taştan, öncelikle mevzuatın uluslararası kriterlere uygun hale getirilmesine ilişkin taleplerin sahiplenilmesi gerektiğini söyledi.

Taştan son olarak, siyasi partilerin seçim sürecinde cezaevlerindeki uygulamaları takip etmesi ve seçim günü dışardaki bir sandık için gösterdikleri takip ve özeni cezaevlerindeki sandıklara da göstermeleri gerektiğinin altını çizdi.

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
‘Seçim sürecinde cezaevlerindeki uygulamalar takip edilmeli’

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir