Van’da bitkilerin nesli tehlike altında

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Van dağlarında toplanan birçok bitkinin nesli yok olmakla karşı karşıya kaldığını dile getiren Yüzüncü Yıl Üniversitesi akademisyenlerinden Bitki Bilimci Mehmet Fırat, alternatif çözüm olarak bölgenin en büyük bitki müzesini kurmaya başladı. Devletin de tükenmek üzere olan bitkiler için kolları sıvaması gerektiğini söylüyor.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi akademisyenlerinden Bitki Bilimci Mehmet Fırat uyarıyor; ekonomik sorunlardan ve yeni ekmek kapısı olarak görülerek dağlardan toplanan otlar, bilinçsiz toplanmaya devam ettikçe nesli tükenmekle karşı karşıya kalabilir. Özelikle yemeklik ve otlu peynir için kullanılan birçok bitki, köklerinden sökülmesinden dolayı ciddi derecede azalmaya başladı. Geçmişte sokaklarda görünen bazı bitkiler bulunmazken, bulunan bazı bitkilerin ise azalması fiyatlara da yansıdı.

Bütün bu sorunlara karşı Fırat, alternatif çözüm olarak bölgenin en büyük bitki müzesini kurmaya başladı. Serhat News olarak bitkilerin tükenme riski ve yakın zamanda faaliyete geçecek olan Ortadoğu’nun en büyük Herbaryum, yani bitki müzesin çalışmalarını sorduk: “Şimdiye kadar 37 bin bin bitki örneği topladım. Gelecekte dünyanın dört bir tarafından örnek değiş tokuş olarak toplayacaklarımız da olacak. Burası yabancıların, bilim insanlarının gidip geleceği bir bilim ve kültür merkezi olacak.”

‘Bilinçsiz toplanan otların nesli zamanla tükeniyor’

Van çevresinde bazı bitkilerin nesli tükeniyor bu doğru mu? Doğru ise nedeni nedir?

Aslında sadece Van değil, Van ve çevresinde nesli tükenmiş bitkiler var ve bir bitki bir günde tükenmez ama bizim halkın kullanmak amacıyla topladığı bazı bitkilerin nesli tükenmek ile karşı karşıya. Bitkilerin türleşmesi, yani evrimsel sürecini tamamlaması milyon yıl zaman alır ve bizim poliplo dediğimiz en son türleşmeyi gerçekleştiren bitkiler minimum yüzyıldır. Türünün yok olması afetler ya da buzul çağları gibi durumların dışında insanların otlatma, yangın, pancar olarak toplayıp bilinçsiz tüketmesinden kaynaklı oluyor.

Yolların açılması, barajlar, taş ocakları, mermer ocakları yani çevre katliamlarının tamamı bitki türlerini yok edebiliyor. Şu anda Van’daki en büyük sıkıntı bana göre bu pancarların doğada toplanması ile alakalı.

‘Devlet eliyle bitlilerin korunması için eğitim verilmesi gerekiyor’

Van bölgesindeki pancar olarak kullanılan türlerin gelecekte yok olma tehlikesi var mı ve bununla ilgili halkımıza önerileriniz var mı?

Kesinlikle var. Öncelikle insanlar, bitkilerle kesinlikle beslenmelidir. Zaten besin değeri olan iki şey et ve ottur. Otun içinde buğday, nohut var çünkü sonuçta onlar da bitkidir. Bundan dolayı insanlar elbette beslenecektir ve doğada zaten siz buna engel de olamazsınız. Ancak şöyle bir sorunumuz var; biz gerekirse bakanlık eliyle, valilikler eliyle, muhtarlıklar, köy ihtiyarlar heyeti aracılığıyla halkımıza kurslar, eğitimler vermek zorundayız.  Atalarımız farkındaydı ama köylü çok da farkında değil. Yeni nesil bu işi çok da bilmiyor ve bitkiyi kökünden çıkarıyor. Çoğu zaman ve bitkiyi kökünden çıkardığın zaman bitkilerin yok olma tehlikesi çok yüksek oluyor. Bunun için lütfen izleyici ve okuyucularımız şunu bilmelidir ki doğada bir pancarı tüketmek isterseniz, ki kesinlikle yapın ve bunun yararı çoktur, bize lazım olan kısmı yaprak ve gövde kısmını ya da tohumsa tohum kısmını koparalım.

Gittiğiniz popülasyonda örneğin 100 tane bitki varsa kardeşim 30 tanesini al 70’i kalsın ki seneye tohum vermiş olsun. Bir diğeri de bölgeleri değiştirmek lazım örneğin bitki toplamak için dağa çıktığınızda güney tarafını çalışıyorsanız gelecek yıla güney değil de kuzey bölgeyi toplayın. Bu şekilde olursa bitki de dinlenmiş olur, toparlar ve verimi daha da bol olur. Gelecek adına hem yok olmaz hem bizden sonraki nesil aç kalmaz. Ticari kaygılar da var halkımızın, bunu çoğu bilmiyor. Tekrar söyleyeyim, bunu devlet eliyle kontrol edilmesi lazım. Mesela Uçkun gibi… Korkunç derecede tüketilen bir bitki güzel ama kontrollü toplanması lazım.

‘Faqiye Teyran’ın adını vermek istediğim bir bitki türü var’

Van’da şimdiye kadar keşfettiğiniz kaç bitki türü var?

Van’da şu ana kadar keşfettiğim 13-14, fakat yayınladıklarım 4 türdür. Bir tanesi benim mastır tezi olarak yayınladığımız Astragalus Bahçesarayensis (Bahçesaray Geveni). Bahçesaraylılar ona “Sisno” diyorlar Kürtçede. Çok özel bir bitkidir. Kavussahap dağlarının 3200-3400 yüksekliklerinde yetişiyor. Daha sonraki yıllarda Lofantus Tursikus diye bitki Krapit Geçidinden yayınladık. Agiro dağından Sirene Miksensis adını verdiğim bir bitki türü var. Bahçesaray’ın eski adı Miks‘dir, Ermenilerin yaşadığı dönemde onlarda “Müküs “derler. Ben Kürtçesini tercih ederek Miksensis adını tercih ettim.

Şu anda çalışmalarım devam etmekle beraber örneğin Faqiye Teyran’ın adını vermek istediğim bir bitki türü var ve yayını bitmek üzere. Yine orada büyük bir alim olan Haseni Meri var adını vermek istediğim türler var. Van’da Hoşap’tan Güzeldere Geçidi’nin dağlı kesimindeki steplerden bulduğumuz bir yabani sarmısak var. Bu yabani sarımsağa Hoşap adını verdim ve 2017’de yayınlanmış oldu.

Burası insanların, Van Gölü seyrine bakarak bilimsel çalışmalarını yapacakları bir yer olacak’

Hayata geçirmek istediğiniz bitki müzesi ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

20 küsur yıldır bir hayal kurdum ve bu hayali gerçekleştirme aşamasındayım. Şu anda 840 metrekarelik Ortadoğu’nun en büyük Herbaryumunu, yani bitki müzesini yaptım.  Inşaatı hala devam ediyor. Gelecekte 500 bin bitki örneğinin sergilendiği ve kendi özel herbaryumumu yapacağım. Türkiye’de ilk örneği olacak. Dünyada birkaç örneği de mevcut. Diğer müzeler ise kurumlara bağlı ama benim kendi adıma ve benden sonra da devam edip tasarlanacak şekilde devam edecektir. Şu anda sizin gördüğünüz ve benim konuştuğum yer benim hayal ettiğim Herbaryumumun teras kısmındayız. Tabi henüz yapım aşamasında ve kendi olanaklarımla yaptığım bir yer olduğu için 1 ya da 5 yıl içinde bitirmeyi planlıyorum. Şimdiye kadar 37 bin bin bitki örneği topladım. Gelecekte dünyanın dört bir tarafından örnek değiş tokuş olarak toplayacaklarımız da olacak. Burası yabancıların, bilim insanlarının gidip geleceği bir bilim ve kültür merkezi ve Van Gölü seyrine bakarak bilimsel çalışmalarını yapacakları bir yer olacak. Hayalim gerçek oldu, ki hissediyorum ben ölmeden Herbanyum Müzesini hayata geçireceğim.

(ro)

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Van’da bitkilerin nesli tehlike altında

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir