Zilan’daki HES Projesi’nde mahkeme kararını verdi: ÇED raporu gerekli

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Van İdare Mahkemesi, Zilan’daki  HES  projesi için çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da zararının çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınmadığını belirterek, projenin iptaline karar verdi.  

Zilan’daki HES Projesi’nde mahkeme kararını verdi: ÇED raporu gerekli - zilan hes projesi1

Danıştay tarafından bozularak tekrar yerel mahkemeye gönderilen “Zilan regülatörü ve HES projesi”nin iptali ile ilgili davada karar çıktı. Van 1. İdare Mahkemesi, “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının uygun olmadığını ve projenin çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da zararının çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınmadığı sonucuna vardı. 

‘ÇED raporu gerekli’ kararı

Hidroloji, su ürünleri, arkeoloji, flora ve fauna uzmanları tarafından, dava konusu proje kapsamında düzenlenen “Proje Tanıtım Dosyasında” yer verilen alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmelerin, ilgili uzmanlık alanları itibarıyla eksik olduğu belirtilen kararda, “Bu veriler ve değerlendirmeler esas alınmak suretiyle tesis edilen dava konusu ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararının uygun olmadığı, projenin çevresel etkilerinin ilgili uzmanlık alanları cihetiyle daha detaylı incelenmesi ve ÇED raporunun alınması gerektiği açıkça ortaya konulmuştur. Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesinden; her ne kadar, anılan raporlarda yer alan inşaat, ziraat ve jeoloji uzmanlarınca, dava konusu işlemin ilgili uzmanlık alanları itibarıyla uygun olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtilmiş ise de, özellikle ekolojik canlılığın devamı için gerekli olan can suyu miktarının dere yatağına ne kadar bırakılacağının proje tanıtım dosyasında belirtilmemiş olması, yine alanda bulunan su ürünlerinin ve flora-faunanın endemik çeşitliliği bakımından proje tanıtım dosyasının yeterli kapsamda olmadığı görülmektedir” denildi.  

Önlemler alınmadı

Zilan Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından kurulması planlanan “Zilan Regülatörü ve HES Proje Revizyonu ve Kapasite Artışı” projesine ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın “ÇED gerekli değildir” kararını da değerlendiren mahkeme, şu karara vardı: “Çevre Kanunu ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında çevre üzerindeki olumsuz etkilerini, projenin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalarla alınacak önlemlerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olmayan, projenin çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da zararının çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınmadığı ve literatür bilgilerine dayalı hazırlanan ve proje özelinde uygun ve yeterli olmayan Proje Tanıtım Dosyasına göre verilen dava konusu ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”

Mahkeme, bu belirlemeler ışığında dava konusu işlemin iptaline karar verdi. 

HDP Van vekilinden ‘Araştırma Önergesi’

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Tayip Temel de, Zilan Katliamı’na dair hakikatlerin ortaya çıkarılması, katliamla yüzleşilmesi ve insanlık onuruna aykırı bir biçimde mezarların barajın altında kalmasına sebep olan sorumluların yargılanması amacıyla TBMM’ye Araştırma Önergesi sundu. Araştırma önergesinde Van’ın Erciş ilçesinde 1930 yılında yaşanan Zilan Katliamı sonrası köylerin büyük bir kısmı yakılarak boşaltıldığına dikkat çeken Temel, on binlerce insanın katledildiğine vurgu yaptı. Katledilen insanlardan bazılarının gömülecek mezarı dahi olmadığının altını çizen Temel, çoğunun da toplu mezarlara gömüldüğünü ifade etti.

Zilan’daki HES Projesi’nde mahkeme kararını verdi: ÇED raporu gerekli - DPli Tayip Temele göre Bilmezin üzerinde durduğu aşiret dernekleri aslinda yüzyillardir sürdürülen bir devlet politikasi.
HDP Van Milletvekili Tayip Temel

‘Gün yüzüne çıkan kemikler araştırılmalıdır’

Katliam sonrası Zilan Deresine 1978’de Köçköprü barajının inşa edildiğini vurgulayan Temel, “2020 yılında Danıştay’ın kararına ve yerel dinamiklerin tüm itirazlarına rağmen dere üzerine inşa edilen HES ile toplu mezarlar, kültürel kalıntılar ve tüm doğal kaynaklar sular altında kalmıştır. Nitekim Koçköprü Barajı sularının çekilmesiyle insan kemikleri gün yüzüne çıkmıştır. Bu bölgede bugün gün yüzüne çıkan kemiklerin incelenmesi, inceleme sonuçlarının kamuoyuna açıklanması ve bu kemiklerin insan onuruna yakışır bir biçimde defnedilebilmesi adına Anayasa’nın 98’inci İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz” dedi.

Temel araştırma önergesinin gerekçe kısmında ise şunlara dikkat çekti:

“Türkiye’de Kürt halkının varlığına, kültürüne, yaşadığı coğrafyaya yönelik baskı, imha ve inkâr politikaları geçmişten bugüne çeşitli uygulamalarla devam etmektedir. Kürt halkına yönelik kültürel asimilasyonun yanı sıra on binlerce insanın katledildiği Koçgiri, Dersim, Zilan katliamları söz konusu politikaların dehşet verici uygulamalarındandır.

Katliamın ardından askeri yasak bölge kapsamına alınan Zilan bölgesine girişler 20 yıl boyunca yasaklanmıştı. 30’lu yıllardan itibaren demografik ve sosyo-ekonomik yapısı değiştirilen ve 90’lı yıllardan beri de uygulanan ‘yayla yasakları’ ve savaş politikalarıyla yoksullaştırılan bölge halkı yerlerinden yurtlarından edilip, kent muhitlerindeki derme çatma yapılara ve kısıtlı yaşam koşullarına mahkûm edilmişlerdir.

‘Zilan Katliamı ile yüzleşilmemiştir’

Zilan katliamı 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesinde  ‘Zilan Deresi, lebalep cesetlerle dolmuştur’ şeklinde yer alırken Zilan Deresi dönemin iktidarlarına göre ‘İsyan mıntıkasında işlenen fiiller suç sayılma(z)’dı.  Bölge, ‘serbest atış alanı’ydı. 20 Temmuz 1931 tarih ve 1850 Sayılı Kanunla bu teyit edilen bu kararlarla Zilan katliamı ile bugün hala yüzleşilmiş değildir. Bilakis devlet toplumsal hafızaya dair bütün emareleri, katliama ait kalıntı ve kanıtları yok etmenin peşindedir.

Bugün HES’in suları tutması sonucu baraj suyunun çekilmesiyle toplu mezarlardan, tabiri caizse her taşın altından insanlara ait kemikler, ‘devlet aklının kıyısı’na vurmuş haldedir. Gün yüzüne çıkan bu kemikler hakikatin gizlenemeyeceğini adeta haykırmaktadır.

Tüm bu bilgiler ışığında kıyıya vuran kemiklere ilişkin bilimsel incelemenin yapılması, bu kemiklerin kimlere ait olduğunun tespit edilmesi, Zilan katliamına dair hakikatlerin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Benzer bir katliamın bir kez daha yaşanmaması için bu katliamla yüzleşilmesi ve insanlık onuruna aykırı bir biçimde mezarların barajın altında kalmasına sebep olan sorumluların yargılanması amacıyla Meclis araştırması açılması elzemdir.”

Davanın geçmişi

Zilan Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından Zilan katliamının yaşandığı alana yapılmak istenen “Zilan regülatörü ve HES projesi” için Van Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 30 Mart 2012’de “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararı verdi. Bunun üzerine ruhsat alan Gökakım Elektrik Üretim A.Ş. 2014’te HES projesinin inşaatına başladı. O dönem bazı bölge sakinleri ve kimi sivil toplum örgütlerinin Danıştay’a itirazda bulunmasıyla HES inşası durduruldu.

Gelen tepkiler üzerine HES’in yapılacağı araziler için Bakanlar Kurulu tarafından “acil kamulaştırma” kararı alındı. Durum yargıya taşınsa da koronavirüs salgınını fırsat bilen şirket, tekrar inşaata başladı. Aynı yıl Cumhurbaşkanlığı kararıyla bölgedeki kimi taşınmazlar için yine “acele kamulaştırma” kararı verildi. Kimi yurttaşlar yürütmenin durdurulması ve projenin iptali talebiyle “ÇED gerekli değildir” kararını Van 1. İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkemenin konuya ilişkin bilgi istediği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gönderdiği yazıda kamulaştırma kararı ve “problem yok” yanıtı ile “ÇED gerekli değildir” kararını savundu.

Mahkeme, davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sunulan belgelerin ardından 22 Ekim 2020 tarihinde “davacının proje alanında ikamet etmediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Bunun üzerine Danıştay 6. Daire’sine temyiz başvurusunda bulunuldu. Başvuruyu inceleyen Danıştay 6. Dairesi, İdare Mahkemesi tarafından verilen “ehliyetten ret” kararının bozulmasına hükmetti. Danıştay kararı sonrası dava dosyası esastan görüşülmek üzere tekrar Van 1. İdare Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme, 10 Ağustos’ta yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verdi. 

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Zilan’daki HES Projesi’nde mahkeme kararını verdi: ÇED raporu gerekli

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir