İliç’te yayılan siyanür tehlikesi sürüyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Erzincan İliç Çöpler Maden’inde 13 Şubat’ta yaşanan çevre felaketinin göz göre göre yaşandığını söyleyen Çevre Mühendisi Mahsut Şeker, bu felaketin olumsuz etkilerinin uzun vadede görüleceğini belirtti.

Erzincan İliç Çöpler Maden’inde 13 Şubat’ta yaşanan çevre felaketinde 9 kişi toprak altında kaldı. Madendeki siyanürlü toprak liç alanında başlayarak Sabırlı Dere yatağına aktı. İçişleri Bakanlığı, alanda 35 milyon metreküplük toprak kütlesi olduğunu açıklamıştı.

Aynı zamanda yetkililer bu siyanürlü toprağı taşımak için 400 bin kamyona ihtiyaç olduğunu duyurdu. Öte yandan ölüm ve yaralamalara sebebiyet vermek suçlamasıyla 8 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan ve sonrasında serbest bırakılanlar arasında Anagold Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yalçın da bulunuyordu.

Toprak altında kalan işçiler için arama-kurtarma çalışmalarının sürdüğü sırada İletişim Başkanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Erzincan Valiliği’nden siyanür iddialarına ilişkin açıklama geldi.

Yapılan açıklamada siyanür iddiaları yalanlanarak, toprağın Fırat Nehri’ne ulaşmasının engellenmesi amacıyla Sabırlı Deresi’nin Fırat Nehri’ne ulaştığı menfezin kapaklarının kapatıldığı belirtildi. Yaşanan felaketin üzerinden bir hafta geçtikten sonra ise kayıp işçileri arama-kurtarma çalışmaları durduruldu.

‘Felaket göz göre göre geldi’

Konuya ilişkin görüşüne başvurduğumuz İstanbul Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mahsut Şeker, meydana gelen bu çevre felaketinin göz göre yaşandığını belirterek, “Maden sahasının açılışından bu yana yapılan yanlışlıklar ve denetimsizlik bu sonucun sebebi olmuştur. Bu yaşadığımız felaket aslında; bilimden, doğadan ve insan sağlığından taraf olmayan bir zihniyetin sonucudur,” değerlendirmesinde bulundu.

Liç alanında bulunan ağır metal ve kimyasallarla karışan toprağın çevreye yayılmasının büyük bir toprak kirliğine neden olduğunu belirten Şeker, “Ayrıca toprağın yayıldığı alanın dere yatağı olmasından dolayı da yeraltı suyuna karışma hızını da artırmaktadır. Bölgede bulunan yeraltı su kaynakları bu kimyasal kirleticiler ile kullanılmaz hale gelecektir. Ayrıca Fırat Nehri’nin bir kolu olan Sabırlı Deresi’ne yakın olan bu yığıntı, toprağın içindeki toksik ve zehirli kimyasalları Fırat Nehri’ne taşıması da söz konusu,” dedi.

Bu felaketin olumsuz etkilerinin uzun vadede görüleceğini belirten Şeker, uzun vade kullanılamayacak tarım topraklarının, ağır metal ve kimyasallarla kirlenmiş yeraltı -yerüstü su kaynaklarının, doğada toplu canlı ölümlerin ve ekosistemin de giderek bozulduğu bir tehlikenin bizleri beklediğini ifade etti.

İliç’te yayılan siyanür tehlikesi sürüyor - photo1709207171 1

‘Çevreye sadece siyanür yayılmadı’

Çevreye sadece siyanürün yayılmadığını ifade eden Şeker, siyanürün yanı sıra toprakta bulunan ağır metaller ve siyanür ile beraber kullanılan kimyasalların da yayılmış olduğunu söyledi. Siyanür bileşiğinin oldukça zehirli ve toksik etkisi yüksek bir bileşik olduğunu vurgulayan Şeker, “Yayılan siyanürün; havaya, suya ve toprağa karışması durumunda bölgede yaşayan canlı ölümleri ve doğal yaşamın bozulması gibi sonuçlara neden olur. Siyanür bileşiği asidik ortama ulaştığında hidrojen siyanür formuna dönüşerek havaya karışacaktır. Bu ihtimal yayılma alanını oldukça artırmaktadır. Ayrıca yeraltı-yerüstü su kaynakları ile beraber bulunduğu alandan çok daha fazla alana yayılması beklenen tehlikelerdir,” dedi.

Şeker, “9 ilimizden geçen ve sınırları aşan Fırat Nehri’nin kirlenmesi, orada bulunan canlı yaşamın olumsuz etkilenmesi, nehir suyunun kullanılamaz hale gelmesi bölgede çevre felaketine yol açar,” diyerek Fırat Nehir’inin bölgede içme suyu ve tarımsal sulama için en önemli su kaynaklarından biri olduğunu vurguladı.

Nehrin siyanür ve kimyasal atıklarla kirlenmesinin bölgenin temiz suya erişiminin azalması anlamına geldiğini belirten Şeker, ağır metal ve siyanürle kirlenmiş bir nehrin, bölgede toplu canlı ölümleri, kuraklık ve doğal yaşamın son bulması anlamına geleceğini söyledi.

Önlem alınmalı

Yaşanan felaket sonrası yapılması gerekenlere değinen Şeker, ilk olarak maden sahasının faaliyetine son verilmesi, acil eylem planının devreye sokulması ve bölgenin izole edilmesi gerektiğini söyledi.

Şeker yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

 

*Toprak yığınından numune alınarak kirletici-tehlikeli toprağın kirliliğinin belirlenmesi ve içinde bulunan kirleticilere göre bertaraf yöntemlerinin seçilmesi.

*Yığılmanın yaşandığı alanlarda gözlem ve numune alma kuyularının açılması ve yeraltı su kaynaklarına sızıntının olup olmadığı varsa bunun yayılmasının engellenmesi.

*Yakınlarda bulunan nehir ve derelere kirleticinin ulaşmasının engellenmesi.

*Nehir ve derelere numune alma cihazları kurularak kirleticinin girişim kaynaklarının tespitinin yapılması ve ivedilikle bu girişimleri engellemeye yönelik çalışmanın başlatılması.

*Alanın yağış ile beraber sızıntı oluşturabileceği gerçeğini göz önünde bulundurarak yayılan tehlikeli atığın üstününün kapanması ve kaldırıncaya kadar yağışlara temasının azaltılması.

*Hava ile ilgili düzenli ölçüm istasyonlarının kurulması ve havada bulunan kirleticilerin tespit edilmesi.

*Kirleticinin etki ettiği veya edeceği alanlarda da aynı çalışmanın yapılması.

*Çalışma yapılan alanlar ve kirleticinin etki edebileceği alanlarda bulunan halkın konu ile ilgili bilgilendirilmesi ve risk olabilecek alanlardan uzak tutulması.

*Kirliliği tespit edilen yeraltı-yerüstü su kaynaklarının kullanılmasının engellenmesi.

*Alana yayılan liç toprağının tehlikeli atık bertaraf yöntemlerine uyularak hiçbir canlının yaşamını tehlikeye atmadan yayılan alanlardan toplanması ve bertaraf edilmesi.

TMMOB dava açtı

‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının Çöpler Kompleks Madeni Açık Ocak Genişleme projesine istinaden verilen bir karar olduğunu söyleyen Şeker, “İliç altın madeninin ÇED serüveni 2008 yılında verilen ÇED Olumlu Kararı’yla başladı. Bu kararın ardından Anagold Madencilik gerekli hazırlıklarını tamamlayarak 2010 yılında üretime geçti. SRR Madenciliğin yüzde 80, Çalık Holding’e bağlı Lidya Madencilik’in yüzde 20’sine sahip olduğu Anagold Madencilik 2014 ve 2021 yıllarında 2 adet kapasite artışı projesi için de ÇED Olumlu Kararı verildi,” diyerek ÇED sürecini özetliyor.

2021 yılında Çöpler Kompleks Madeni’nde kapasite artışı ve ek tesisler yapılmasına ilişkin verilen ÇED Olumlu Kararı’na TMMOB tarafından dava açıldığını fakat ÇED Raporu’nda taahhüt edilen “önlemler” öne sürülerek reddedildiğini söyledi Şeker.

Davanın reddinin ardından 2022 yılında önce siyanürlü borulardaki yırtık nedeniyle solüsyonun çevreye yayıldığını ardından da liç yığınında meydana gelen heyelanın hâlâ bulunamayan 9 işçinin kaybına ve ekolojik yıkıma neden olduğunu belirtti.

‘Emperyalist ülkeler Türkiye gibi ülkelerde bu tür projeleri hayata geçiriyor’

Mevzuata göre ÇED Görüşü alınmadan herhangi bir tesisin kurulamayacağını ve faaliyete geçemeyeceğini söyleyen Şeker, “Ancak projenin çevresel etki değerlendirmesinin bir rapordaki taahhütlere indirgenmesi, bunların takibinin yeterince yapılmaması ve siyanürlü altın madenciliği gibi çok büyük kirlilik riski barındıran projelere izin verilmesi ekolojik yıkıma ve toplum sağlığının bozulmasına davetiye çıkarmaktır,” dedi.

Şeker, bir diğer önemli husus olarak şunları ifade etti: “Anagold Firması örneğinde olduğu gibi emperyalist şirketlerin kendi ülkelerinde mevzuat açısından uygulamaya geçiremedikleri siyanürlü altın madenciliği gibi yöntemleri Türkiye gibi ülkelerde yerli işbirlikçiler bularak hayata geçirmesidir. Bu aslında tipik bir sömürge madenciliğidir. Dolayısıyla bugün İliç’te yaşanan yıkımın sonuçlarını taahhütler dışında başka bir şey içermeyen bir rapora ilişkin verilen karara indirgemek meseleyi hafifletmek olur.”

Şeker son olarak, “Ülke kaynaklarının siyanürlü altın madenciliği gibi son derece tehlikeli yöntemler kullanılsa dahi peşkeş çekilmesi gibi bir sorun var. Dolayısıyla burada sadece bir rapora verilecek kararın değil, toplumsal mücadelenin zayıf olmasının ve o madeni kalıcı olarak derhal kapattıracak iradeyi ortaya koyabilecek toplumsal mücadele eksikliğinin sonuçlarını yaşıyoruz,” dedi.

Serhat News

Tepki Ver | _zg_n1
0
mutlu
Mutlu
1
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
İliç’te yayılan siyanür tehlikesi sürüyor

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir