Psikolog Taş: Göçmenler tehdit altında hissediyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Van’da yaşayan göçmenlere psikolojik destek veren Psikolog Zafer Taş, göçmenlerin kendi ülkelerinden başlayarak; istismar, şiddet ve daha birçok sorunla karşılaştıklarını söyledi.  

Türkiye, uzun yıllardır birçok ülkeden sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Göç İdaresi Başkanlığı’nın açıkladığı resmi verilere göre Türkiye’deki kayıtlı yabancı sayısı toplam 4 milyon 990 bin 663. Kayıtsız sığınmacıların sayısı ise bilinmiyor. Göçmenler veya sığınmacılar, son yıllarda ülke kamuoyunun en fazla tartıştığı konuların başında geliyor. 14 Mayıs seçimlerinde muhalefetten iktidara birçok siyasi partinin seçim söyleminin odağında göçmenler yer aldı.

Bu durum, göçmenlerin hedef gösterilmesine, nefret söyleminin yükselmesine hatta zaman zaman fiziki saldırılara maruz kalmalarına yol açıyor. Göçmenler, bu tablodan psikolojik olarak da etkileniyor. Bu; savaş, baskı ve ekonomik sorunlardan kaçan göçmenler için kaygı ve endişe sebebi.

Van’da bulunan İşitme ve Engelliler Derneği, uzun süredir göçmenlere psikolojik, hukuki ve dil başta olmak üzere birçok konuda destek sağlıyor. Dernek bünyesinde göçmenlere psikolojik destek veren Psikolog Zafer Taş, göçmenlerin siyasi bir argüman olarak tartışılmaları, zaman zaman dışlanıp hedef gösterilmelerinin göçmenlerde korku ve tedirginliğe neden olduğunu ifade etti.

Psikolog Taş: Göçmenler tehdit altında hissediyor - psikolog gocmenler tehlikede hissediyor 1

‘Göç yolunda da istismar ve işkenceye maruz kalıyorlar’

Zafer Taş, göçmenleri göçe zorlayan nedenlerin başlı başına bir travma nedeni olduğunu kaydetti. Taş, göçmenlerin savaş koşulları, şiddetli ekonomik sorunlar veya daha iyi bir yaşam isteği ile ülkelerinden ayrıldıklarını söyledi. Bunların başlı başına bir travma nedeni olduğunu aktaran Taş, göçmenlerin yolda da istismar, işkence gibi olaylarla yüz yüze kalabildiklerini belirtti. Taş, “Birebir maruz kalmasalar bile şahit oldukları cinayet ve diğer şiddet olayları olabiliyor. Buraya geldiğinde kişi belli bir psikolojik tahribat yaşamış oluyor ve mutlaka bir uzman desteği ile aşması gerekiyor” dedi.

‘Göçmenler örselenmiş hissediyor’

Göçmenlerin yaşadıkları sorunlar, ülkelerinde ve göç yollarında yaşadıkları ile sınırlı değil. Burada da çoğu zaman kötü muameleye maruz kalıyor ve dışlanıyorlar. Taş, bu duruma dikkat çekerek, kendilerine dönük önyargının bir yalnızlaşmaya yol açtığını ifade etti. “Burada sorunları bitmiyor” diyen Taş, kültürel farklılıktan dolayı olabildiğince ‘kader’ ve ‘kültür’ ortaklığı yaşadıkları insanlarla bir araya geldiklerini söyledi. Göçmenlerin böylece yalnız hissetmediklerini ancak dışarıda uyum sorunu yaşayarak insanların kendilerine önyargı ile yaklaşacaklarını düşünüyorlar.

Taş, “Örselenmiş hissediyorlar. Bu durum, ergenlik çağında olanlar ve kadınlar için daha baskın. Biz de mesleki açıdan zorlanıyoruz elbette. Dil sorunu var, tercüman aracılığıyla danışmanlık yapıyoruz. Güven sorunu da var. Sokaktaki bakış açısı, onların kendini açma konusunda tedirgin ediyor. Ancak birkaç seans sonra güven kazandığında sağlıklı bir terapi geçirmenin şartları oluşuyor” diye vurguladı.

‘Kadınlar burada da istismar ediliyor’

Taş, göçmenlerin genel olarak birçok sorunla yüz yüze kaldığını ancak en çok zorlananların ise kadınlar ve çocuklar olduğunu vurguladı. Kadınların sesinin duyulmadığını söyleyen Taş, “Evliliğe zorlanan, aile içi şiddete maruz kalan kadınlar var. Özellikle Afganistan’da kadın oldukça geri planda. Buna savaş da eklendiğinde daha kötü bir durum ortaya çıkıyor” diye konuştu. Kadınların sağlıklı bir psikolojiye sahip olmadığını gözlemlediklerini söyleyen Taş, “Hatta eşi veya diğer yakınları ile buraya gelen kadınların gördüğü muameleme burada da sistematik olarak devam edebiliyor. Kadınların sesi duyulmuyor. Böyle olunca bu durum, kadınların daha çok istismar edilmesine yol açıyor” dedi.

‘Siyasi argümanlar göçmenler için tehdit aracı’

Taş’a göre göçmen olgusunun siyasi partiler tarafından bir malzeme olarak kullanılması, bir takım ruhsal sorunlara yol açarak uyum süreçlerini zorlaştırabiliyor. İnsanların gönül verdiği partinin bakış açısını desteklediğini aktaran Taş, bu durumun göçmenlerde kaygı ve endişeye hatta anksiyeteye yol açtığını vurguladı.

Aynı zamanda gelecek kaygısının da oluştuğunu söyleyen Taş, “Siyasi bir argüman veya koz olarak kullanılması, göçmenler için bir tehdit aracı oluyor. TV izlediğinde veya telefona baktığında onlarla ilgili negatif bir yayın gördüğünde tedirginliğe neden oluyor. Hatta daha önce yaşadığı travmalar da sarsılabiliyor. Öfke problemi, duygu durum değişikliği gibi sonuçlar da doğabiliyor. Sağlıklı iletişim de kurulamıyor. Böyle olunca anti sosyal bir hal alınıyor” diye belirtti.

‘Göçmenlere karşı negatif tutum ortadan kalkmalı’

Zor süreçlerden geçen göçmenlerin psikolojik olarak desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Taş, sağlıklı bir ruh hali içerisinde olmayan göçmenlerin uyum sorununun da ağırlaştığını belirtti. Taş, “Diğer taraftan psikolojik sorunlar, anatomik açıdan da ruhsal açıdan da sorunlara neden olabiliyor. Zaten zor bir süreçten geçen göçmenlere uyum süreçlerini en aza indirecek şekilde yardımcı olmak lazım” diye ekledi.

İnsani olarak da buna karşı hassas olunması gerektiğini söyleyen Taş, “Çevreden alacakları destek çok önemli. Markette, sokakta onlara karşı negatif tutumun ortadan kalkması lazım. Böyle olursa eğer insanlar daha hızlı uyum sağlar ve travmalarını daha kolay atlatabilir” dedi.

İranlı Mohammadzadeh: İnsanlarda bir belirsizlik ve korku var


Dört yılı aşkın bir süredir Türkiye’de yaşayan İranlı mülteci Mubin Mohammadzadeh, ülkedeki göçmenlerin psikolojik olarak oldukça kötü durumda olduğunu kaydediyor. Çevirmenlik ve serbest gazetecilik yapan Mohammadzadeh, “Buradaki insanların mültecilere zaman zaman ev vermiyor, verdiklerinde yüksek rakamlı kiralar isteniyor, yine asgari ücretin altında çalıştırılıyor. Bir önyargı da var açıkçası. Böyle olunca mülteciler oldukça zorlanıyor. Bu ekonomik durum, geçinmek zorunda kalan mülteciler için psikolojik sorunlara neden oluyor. Mültecileri zorlayan bir başka şey ise belirsizlik. Kimliksiz yaşamak, güvencesiz kalmak, temel haklardan faydalanmamak yine diğer sorunlar,” diyerek sorunları sıralıyor.
Mohammadzadeh, seçim sürecinde göçmenlere dönük kullanılan söylemlerin, mültecilerde deport edilme kaygısı yarattığını ifade ediyor: “Bu atmosfer çok olumsuzluk yarattı. Büyük bir korkuya neden oldu. Psikolojik olarak bundan etkilenen birçok mülteci, kaçak yollardan ülkeyi terk ederek Avrupa’ya gitmek istedi. Artık tek hayal üçüncü ülkeye gitmek.”

‘Ruhsal olarak darbe yedim’

Yaklaşık bir yıl önce Taliban’ın baskısından dolayı ülkesini terk etmek zorunda kalan Afgan bir kadın ise, hem ülkesinde hem de göç yollarında ruhsal olarak bir darbe yediğini vurguladı. Afgan kadın süreci şu şekilde özetledi: “Taliban’ın baskılarından dolayı ülkemi terk ederek kaçak yollardan buraya geldim. Kaçak yollar zaten zor, ama kadınlar için daha zor. Psikolojik olarak oldukça kötü bir durumdaydım. Ruhsal olarak darbe yedim. Burada bir kurumda hem okuma yazma öğrenmeye gittim hem de psikolojik destek aldım. Bu, kendimi iyi hissetmeme neden oldu. Alışıyorum yavaş yavaş.”

Serhat News

Tepki Ver | mutlu1
1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Psikolog Taş: Göçmenler tehdit altında hissediyor

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir