Çökertme mi, çökme mi: Türkiye’nin yol ayrımı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ekonomik kriz Türkiye’yi iç ve dış politikada yeniden batıya yaklaştırıyor. Son birkaç yıldır Rusya ve Çin ile süren flört an itibariyle bitti gibi görünüyor. Dış politikadaki eksen kayması nedeniyle zor günler yaşayan devlet treni şimdi yeniden batının rayına girmek üzere…

Özellikle yaşanan ekonomik iflas devleti daha radikal kararlar almaya zorluyor. Her ne kadar devlet eşittir Erdoğan denilse de bu aralar bunu net olarak söylemek mümkün değil. Şu anda devlet ve Erdoğan çatışıyor. Erdoğan’ın kişisel pragmatizmi ile realist devlet politikaları arasındaki çatlak her geçen gün daha da büyüyor.

Erdoğan’ın istemeyerek de olsa ekonomiyi teslim etmek zorunda kaldığı Mehmet Şimşek, ekonomiyi rayına oturtma konusunda kararlı görünüyor. ‘Ya bu işi düzeltirim ya da çeker giderim’ diyerek Erdoğan’a resti çekti. Herkes, buna karşı Erdoğan’ın postasını görmeyi beklerken, Erdoğan, şu ana kadar bildiğimiz klasik refleksini göstermedi ya da gösteremedi.

Şimşek ve Erdoğan arasında normalleşme ve çökertme politikası konusunda derin bir görüş ayrılığı var…

Şimşek, demokrasi ve hukuk alanında yapılması gereken reformlarda ısrarlı. Hatta Şimşek’in özellikle kayyum gibi hukuk dışı uygulamalara son verilmesi gerektiğini bizzat Erdoğan’a söylediği, ancak Erdoğan’ın ‘O sizi aşar’ dediği de gelen bilgiler arasında. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 MGK’sında alınan çökertme politikasının devam ettiğini belirterek buna pek sıcak bakmıyor. Çünkü Erdoğan’ın Rojava ile ilgili henüz hayata geçiremediği savaş planları var.

Şimşek’in istifa restinin ardından Erdoğan’ın yumuşadığı ve kerhen de olsa bazı değişikliklere onay verebileceği belirtiliyor. Şimşek’in fendi şimdilik Erdoğan’ı yenmiş gibi görünüyor. Bunun için de Kürt çökertme planından taviz vermeden nasıl bazı göreceli adımların atılabileceği üzerine yoğun bir çalışma yürütülüyor.

Rejim ufak çapta bir restorasyona gitmek istiyor. Ancak Soylu döneminde sivil ve güvenlik bürokrasisine yerleştirilen suç unsurları bunun önünde büyük engel. Önümüzdeki dönemde Susurluk kıvamında devlet içinde bir mıntıka temizliği başlayacak gibi duruyor.

*

Türkiye’nin Rojava konusunda ABD ile çeşitli konularda mutabık kaldığı belirtiliyor. KDP de bu planı destekliyor Üçlü arasında yapıldığı iddia edilen anlaşmaya göre Efrin’e Türkiye’de bulunan bir milyon Suriyeli Arap’ın yerleştirilmesi, Kürtlerin Deyrizor’dan çıkarılması ve tamamen Fırat’ın doğusuna çekilmesi planlıyor.

Kürtlerin bu plana göstereceği tepkiler önümüzdeki sürecin de kaderini belirleyecek.

Her şey devletin Kürt politikasına bağlı. Ya savaşa devam deyip daha büyük krizlere yol açacaklar ya da demokrasiye yelken açarak demokratik bir Türkiye’nin önünü açacaklar.

Çare ne Drogba, ne Messi… Tek çare demokrasi!

Serhat News

Tepki Ver | sinirli1
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
1
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Çökertme mi, çökme mi: Türkiye’nin yol ayrımı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir