Tanrı Haldi Tapınağı’nda ‘savat’ sanatı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Yapının ismini Arubani koyduk. Arubani, Tanrı Haldi’nin eşi ve doğurganlık ve sanat tanrıçasıdır. Farklı ve güzel olsun diye.” Üç kuşaktır, savat işi yapan ailenin üçüncü kuşağı olan Erdal Binici, Arubani Bedesteni olan yapının isminin nedenini bu sözlerle anlatıyor.

Erdal Binici, Van’da savat işçiliği yapan sayılı insanlardan biri. Üç kuşaktır savat işini yaptıklarını söylerken, çocuklarının dördüncü kuşak olma temennisini de dile getiriyor. “Dedem, babam ve biz. Bizden sonraki çocuklar dördüncü kuşak olacaklar” diyor.

Binanın içerisine girdiğimizde farklı bir zamanın izlerini taşıdığını görüyoruz. Duvarlardaki motifler, oymalar tarihten bir kesiti seriyor gözler önüne. Binanın mimarisinin oldukça farklı olduğunu, bunun bir hikâyesinin olup olmadığını sorduğumuzda, “Bir tapınak” diyor. Hemen başlıyor anlatmaya: “Bu bina, bir Urartu mimarisidir. Urartulardaki Tanrı Haldi Tapınağı olarak bilinen tapınağın birebir aynısını çalıştık. Tabii ufak tefek değişiklikler vardır. Işık almasından kaynaklı. Ama galeri boşluğunun oluşu, bina mimarisi olarak, yapı olarak bir Urartu mimarisidir.”

‘Gerçek savatın oranlarını hiçbir usta anlatmaz’

“Kendi ekibimiz, kendi çocuklarımız. Biz birlikte bir aile olarak çalışıyoruz” diyor Binici. Kardeşi Metin Binici ile çalıştırdıkları işletmede savat sanatını yaşatmaya çalıştıklarını söylüyor Binici. On kardeşten ikisi savata adamış kendilerini. Savatta Urartu işlemeciliğini kullanan Binici kardeşler, bölgedeki en ideal parçalarını üretiyorlar atölyelerinde. “Atölye kendi atölyemiz, savatlar kendi imalatımız” diyor Binici.

Tanrı Haldi Tapınağı’nda ‘savat’ sanatı - Tanri Haldi Tapinaginda ‘savat sanati2

Savatın en önemli özelliğinin yıllandıkça değer kazanması olduğunu söylüyor Binici ve ekliyor: “Her zaman söylenir, savat asilliktir. Bir gümüşün üzerindeki güzel işçiliğin adıdır savat.”

Binici, savatın içeriğinin, üç metal, bir ametalden oluşan bir alaşım olduğunu söylüyor. Savat; gümüş, bakır, kurşun ve kükürtten elde ediliyor. Elbette bunun oranları var. Binici, “Bu oranları kesinlikle kimse kimseye söylemiyor. Söylenmemesinin sebebi de; sır olmasındandır. Yani gerçek savatı hiçbir usta kimseye anlatmaz” diyerek savatın oranlarını sadece gerçek bir ustanın bilebileceğini söylüyor.

‘Bir vazoyu yapmak için bir aylık bir süreç gerekiyor’

Savatın yapılış aşamaları anlatan Binici, bir vazonun bitiş sürecinin bir ayı aştığını söylüyor. Binici, “Bir vazoyu yaparken savat hazırladıktan sonra vazonun kasası, kilidi hazırlanır ilkin. Sonra üzerine 0,5 mikron el kalemi ile motif kazınır. Bu motif, bir Urartu figürü olabilir. Motif yapıldıktan sonra savatı üzerine komple eritiriz. Savatın ısısını çok iyi tutmanız gerekiyor. Çünkü fazla olursa savatı yakarsınız. Komple eridikten sonra fazlalığını zımparalarla alırız. Tabii fazlalığı sıfıra yakın almanız gerekir yoksa motifi silebilirsiniz. O da çok ince işçilik isteyen bir şey. Daha sonra ince zımpara, cila yapıldıktan sonra da yine dış nakış dediğimiz farklı kalem uçlarıyla işçilik yaparız. O da bittikten sonra yapılan işçilik ortaya çıkar. Bir vazo bir aydan önce bitmez. İşçiliği çok zor bir işçiliktir” diyor.

Tanrı Haldi Tapınağı’nda ‘savat’ sanatı - Erdal Binici 1
Erdal Binici

‘Urartu motiflerini savatla birleştiren tek firmayız’

Binici, “Urartu motiflerini savatla birleştiren dünyadaki tek firmayız. Bugüne kadar kimse bu işçiliği ne görmüştür ne bulmuştur ne de yapmıştır. Biz bunu özel olarak çalışıyoruz” diyor gururlanarak. Yaptıkları çalışmaları şöyle sıralıyor Binici: “Tabaka, kemer, bilezik, kama, baston, vazo ve daha nice işçilikler… ‘Bunlar çok kıymetli şeyler.’ Bunun yanı sıra bu işçilikleri çok zor ve emek isteyen süreçler. Bizdeki işçilik çok farklı. Bu yüzden talep çok fazla,” diyor.

‘Savat çok kıymetli bir işçiliktir’

Savatta her şeyi ürettiklerini aktaran Binici, “Yeter ki istek olsun biz de” diyerek savat işçiliğinin istekle yapılması gereken bir iş olduğunu vurguluyor. Vazoların, şamdanların çok farklı, çok özel çalışmalar olduğunu söyleyen Binici, “Bir bilezik yaklaşık üç dört günden önce kesinlikle çıkmıyor. Bir kolye yine en az 2-3 günümüzü alıyor. Çünkü işçiliği o kadar zor ki. En düşük parça, örneğin bir küpe en az yarım günümüzü alır. Ondan dolayı çok kıymetli bir işçiliktir” diyor.

Atölyelerini ziyaret eden herkese, “Yadigâr bir şey bırakacaksanız, savat bırakabilirsiniz çocuklarınıza diyoruz” sözleriyle savatın bir miras olduğunu söylüyor.

Savat nedir?

Savat Arapça “Sevâd” kelimesinden geliyor. Sevâd ise “karartı, siyahlık” anlamlarını taşıyor. Kuyumculukta, gümüş üzerine çizilmiş bir desenin çelik kalemle oyulduktan sonra savat denilen bir eriyiğin oyuklara doldurulmasıyla yapılan süslemeye verilen kalemkârlık sanatı terimlerindendir.

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Tanrı Haldi Tapınağı’nda ‘savat’ sanatı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir