‘Atanamayan değil ataması yapılmayan öğretmenler’

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir yandan geçim sıkıntısı bir yandan da toplum baskısı… Uzun süren eğitim hayatlarının sonunda öğrencileriyle buluşmayı hayal eden öğretmenler, atanamadıkları için tekstil atölyelerinde, inşaatlarda geçimlerini sağlamak için çalışıyor. Eğitim Sen Van Şube Başkanı Murat Atabay, “Bilerek, geçinemeyen yoksul bir kesim yaratılıyor. Bunlar da diğerlerine karşı bir ordu olarak kullanılıyor. Bu bilinçli bir politika.”

 

Atanamayan öğretmenler, zor koşullarda tamamladıkları eğitimlerinin sonucunda öğrencileriyle buluşmayı hayal ederken, geçinmek için bambaşka işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Atanamayan öğretmenlerin önüne son süreçte çıkan en büyük engel ise mülakat sistemi. KPSS’den yeterli puanı alan birçok kişi girdikleri sözlü mülakatlarda başarısız sayılarak ne yazık ki atanamıyor. Geçtiğimiz yıl 23 yaşındaki atanamayan öğretmen Fedai Altun çalıştığı inşaatta elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmişti. Yine geçtiğimiz günlerde Van’da intihar eden, atanamayan öğretmen Harun Titiz’in, işsizlik ve borçlar nedeniyle intihar ettiği de iddia edilmişti.

Eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2021 yılının temmuz ayında yaptığı açıklamada 2019 ve 2020 yılında yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) girmiş ve atama bekleyen potansiyel aday sayısının 500 bin 141 olduğunu belirtmişti. Açıklamanın devamında ise Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri (MEBBİS) veri tabanı kayıtlarına göre de öğretmen ihtiyacının 74 bin 781 olduğunu söylemişti.

EĞİTİM-SEN: 700 bin atanamayan öğretmen var

Türkiye’de, birçok ülkenin resmi nüfusunu geçen sayıda atanamayan öğretmenin olduğu kurum ve kuruluşlar tarafından sık sık dile getiriliyor. Çok sayıda eğitim kurumu ve kuruluşunun yayınladığı raporlardan derlenen sayısal verilere göre ise Türkiye’de 150 bin öğretmen açığı ve 460 bin atanamayan öğretmen bulunuyor. Ancak Eğitim Sen’e göre güncel olarak atanamayan öğretmen sayısı 700 bin civarında.

Eğitimcilikten vazgeçip başka işlere yönelen atanamayan öğretmenler ya inşaatta çalışıyor ya tekstilde ya da umudunu ‘geçemediniz’ açıklaması yapılan sisteme karşı direnmeye bağlıyor. Ferdi Irtak, Barış Çam bu öğretmenlerden. Eğitim Sen Van Şube Başkanı Murat Atabay da, “Tabii ifadeyi de şöyle koymak lazım atanmayan değil ataması yapılmayan öğretmenler. Çünkü atamaları birileri tarafından yapılmıyor. Kendi yeteneksizliklerinden, beceriksizliklerinden atanmama durumu söz konusu değil,” şeklinde yorum yapıyor.

‘Atanamadığım için tekstilde çalışıyorum’

Girdiği mülakatta elenen öğretmenlerden biri olan Ferdi Irtak, 2016 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tarih Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oluyor. Üç yıl arka arkaya KPSS’ye giren ve atanamayan Irtak, evli ve bir çocuk babası. Yaklaşık 4 yıldır tekstil işçiliği yaptığını aktarıyor: “Atanma ümidim kalmadığı için bu defada sadece memurluk için KPSS sınavına girdim, o da olmayınca vazgeçtim,” diyor. KPSS sınavından ortalama 75 puan aldığını söyleyen Irtak, girdiği mülakatlarda eleniyor. Mülakatlardan elendiği içi her yıl sınav puanlarının da düştüğünü söyleyen Irtak, öğrencilik yıllarında ve bu süreçte çok çeşitli işlerde çalıştığını belirtiyor. Irtak, atanamadığı için hem psikolojik hem de maddi olarak zorlandığını ifade ederek, “Yıllarca emek verip, binbir zorlukla okul okuduktan sonra kendi mesleğimi yapamamak beni gerçekten çok etkiledi,” diyor.

‘Mülakatta puanım 55’in altına çekildi’

Mülakatta elenen öğretmenler neden elendiklerini ise ne yazık ki öğrenemiyor. Mülakattan elenen ve neden elendiğini öğrenemeyen öğretmenlerden biri olan Barış Çam da 2014 yılında Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oluyor. Çam, mezun olduktan sonra formasyon alamadığı için inşaatlarda çalışmaya başladığını aktarıyor ve 2016’da formasyon aldıktan sonra bir öğretmen adayı olarak KPSS sınavına yönelmeye karar veriyor. 2018 yılında KPSS sınavından 80.88 puan alıyor ve girdiği mülakatta eleniyor: “Puanım direkt 55’in altına çekildi. O yıl moral motivasyon olarak çok yüklenmiştim KPSS’ye, hep şunu diyordum ‘bu yıl olmazsa seneye tekrar hazırlanacağım’ mülakatta elendiğim süreçte moral olarak bittim.”

Mülakatta neden elendiğinin izini sürmeye çalışan Çam, “Birazda onun takipçisi olmaya çalıştım. Mülakatta bana 5 soru soruldu 5 soruyada cevap verdim, orada bir problem yoktu hatta mülakat ortamı da çok iyi geçti. Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gittim, gerekçe ne olabilir diye sordum biz de bilmiyoruz dediler. Adıma açılan herhangi bir soruşturma yok. O yıl umudu kestim nasıl olsa mülakattan eleniyorum diye KPSS’yi bıraktım,” diyor.

‘Toplumsal baskının altında eziliyoruz’

2019 yılında özel sektörde çalışmaya başlayan Çam, özel sektörün sömürü üzerine kurulu olduğunu ifade ediyor: “Mecbur olduğumuz için bunu kullanıyorlar. Çok fazla öğretmen olduğu için sen çalışmazsan başkaları var diyorlar,” diyor. Hiçbir beklentisi kalmadığını belirten Çam, “İnsanı en acıtan toplumsal beklenti. Toplumun sana biçtiği rol. Ne kadar iyi bir tüccar olsam da toplumun gözünde öğretmen olmalıyım. Belki de insanları intihara sürükleyen budur. Bu toplumsal beklentiyi karşılayamamak. Bu tolumsal baskı altında ezilmek,” diye anlatıyor.

Çam, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yıllarca okudum, formasyon şartı koşuldu, bana verilen bütün görevleri yerine getirdim; sınava girdim, yüksek puan aldım, hiçbir suçum olmamasına rağmen mülakatta elendim, bir güvenlik soruşturması adı altında herhangi bir davam olmamasına rağmen. Toplumunda acımasızlığı var. İnşaatta çalışıyordum, işimi çokta iyi yapıyordum, işveren, üniversite mezunu olduğumu duyduktan sonra beni işten çıkarttı. Gerekçesi ise sen üniversite mezunusun ustalık yapamazsın.”

‘Atama bekleyen 700 bin eğitim fakültesi mezunu var’

Eğitim Sen Van Şube Başkanı Murat Atabay, ataması yapılmayan öğretmenlerin çok uzun yıllardır devam eden bir sorun olduğunu belirtiyor. Sayıştayın 2019 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’yla ilgili bir denetleme yaptığını ve 138 bin civarında norm açığı olduğunu söylüyor.

2021 yılında 370 bin civarında öğretmenin KPSS sınavına girdiğini, ataması yapılan öğretmen sayısının ise 14 bin beşyüz olduğunu ifade eden Atabay, “Bizim tespitlerimize göre şu an atama bekleyen 700 bin eğitim fakültesi mezunu var. Bu sayı 2023-2024 yılına kadar 1 milyonu bulacak. Çünkü her yıl katlanarak artan bir sayı var. Bu noktada en önemli sorumluluk iktidarın eğitimle ilgili politikalarıdır, atamaya yönelik, istihdama yönelik politikalarıdır. Bunu çözme adına kısa vadede köy okullarının açılması ve norm sayısının netleştirilmesi gerekiyor. Uzun vadede de eğitim fakültelerinin biraz daha nitelikli hale getirilmesi gerekiyor,” diyor.

‘Ücretli öğretmenlik emek sömürüsü’

Atabay, ataması yapılmayan öğretmenlerin daha sonra atanmadıkları için ücretli öğretmenliğe başvuru yaptıklarını söylüyor. Türkiye’de, bakanlığın verilerine göre 2021 yılında 85 bin civarında ücretli öğretmen olduğu ve ücretli öğretmenlerin çoğunun da yine siyasi iktidarla ilişkiler üzerinden Milli Eğitim’ler aracılığıyla atanan kişiler olduğunu vurguluyor. Bunların da devlet eliyle ciddi bir emek sömürüsüne maruz kaldıklarını ve asgari ücretin altında çalıştırıldıklarını söylüyor.

 

Atabay, iktidarın genel anlamda, ‘eğitimle ilgili sorunları çözeyim, bunlara bir istihdam alanı yaratayım’ politikası olduğunu düşünmediğini söyleyerek, “Daha çok ‘eğitimi nasıl dinselleştirebilirim, ilahiyat fakültesinden daha çok kişi nasıl atayabilirim’ diyor. Branş ayrımı da yok, 14 bin 500 öğretmen alacağız demişler. Bu atamaların çoğunu ilahiyata verebiliyorlar,” diyor. Bu yıl ki mağdurların en çok istedikleri konulardan birinin de branş atamalarının netleştirilmesi olduğunu ifade eden Atabay, “KPSS gibi bir sınav var önlerinde, mülakat gibi çok anti demokratik bir uygulama var, güvenlik soruşturması gibi daha da anti demokratik bir uygulama var,” diyor.

‘Bilerek, geçinemeyen yoksul bir kesim yaratılıyor’

İktidarın hem eğitim alanında kadrolaşmak hem kendisi gibi düşünmeyen insanları bir şekilde Milli Eğitim içine almamak hem de kendi siyasal kadrosunu Milli Eğitim içerisinde oturtmak için mülakat ve güvenlik soruşturmalarını bir araç olarak kullandığını ifade eden Atabay, bunun ciddi bir mağduriyet yarattığını söylüyor. Atabay, atanma usullerinin de sıkıntılı olduğunu belirterek atamaların sözleşmeli olduğunu ve dört yıl boyunca sözleşmeli öğretmenlik üzerinden bir baskı oluşturulduğunu ifade ediyor. İktidarın, yedekte bekleyen kişi sayısını sopa olarak kullandığını da ekliyor sözlerine ve bunun sadece eğitim alanında değil diğer alanlarda da geçerli olduğunu vurguluyor: “Bilerek, geçinemeyen yoksul bir kesim yaratılıyor. Bunlar da diğerlerine karşı bir ordu olarak kullanılıyor. Bu bilinçli bir politika.”

‘Ataması yapılmayan öğretmenlere elimizden gelen desteği veririz’

Atama bekleyen 700 bine yakın öğretmen olduğunu belirten Atabay, ortak bir hareket geliştirmek gerektiğini belirterek, iktidarın eğitim politikasını değiştirmeye yönelik ortak bir çaba içerisine girilmesi gerektiğini vurguluyor. Sendika olarak destek çağrısında bulunarak, “Ataması yapılmayan 700 bin öğretmen bir araya gelirse en büyük sendikalardan daha büyük bir güç olurlar. Ama bir lütuf ister gibi iktidara yakın sendikalara yakın duruyorlar. Bir araya gelip, taleplerini dile getirip, bir eylem takvimi ortaya koyuyoruz deseler bu noktada elimizden gelen bütün desteği veririz,” diyor.

Serhat News

(ro)

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
‘Atanamayan değil ataması yapılmayan öğretmenler’

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir