KHK’li Kaçar: Zorlu süreci örgütlü mücadele sayesinde atlattım

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2016 yılında KHK ile işten çıkarılan Asya Kaçar’ın mahkemesi Bölge İdare Mahkemesi‘nde devam ediyor. İşten çıkarıldığı günden bu yana Van’da bir çay bahçesi işleten Kaçar, ihraç sürecinin zorluklarını örgütlü mücadeleyle atlattığını anlatıyor.

Asya Kaçar, 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) işten çıkarılıyor. İşten çıkarıldıktan sonra daha önce aşmak için mücadele ettiği toplumsal rollere yeniden bürünmeyi reddederek bir çay bahçesi açıyor ve işletmeye başlıyor. Kaçar, 29 Ekim 2016’da gece yarısı yayınlanan 675 Sayılı KHK ile işten çıkarılmış. Dersim Ovacık İlçe Hastanesi’nde sağlık teknikeri olarak çalışan Kaçar, işten çıkarılmasının ardından kısa bir süre sonra Van’a ailesinin yanına döndü.

Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) üyesi olan Kaçar, ihraç edilmeden birkaç hafta önce sendikanın İzmir’de düzenlediği yaz kampı etkinliğine katıldı. İşten çıkarılma gerekçesi açıklanmayan kamu personellerinden biri olan Kaçar, İzmir’e gitmek için izin aldığı kurum amirleriyle arasında geçen diyaloğu şu sözlerle aktardı: “İzmir’e gitmek için aldığım sıra kurum amirlerim bana, ‘Yakında işten atılabilirsiniz. Hatta sende listenin başındasın’ demişti. Bende bunu bir abartı sanıp, ‘Neye göre listenin başındayım, isim sıralamasına göre mi belirlendi’ demiştim. Kurum amirim yaz kampına gitmemem için çok ısrar etmişti. 29 Ekim akşamı herkes birbirini arıyordu. Biz bütün yakın arkadaşlar işten çıkarılmıştık.”

KHK’li Kaçar: Zorlu süreci örgütlü mücadele sayesinde atlattım - KHKli Asya Kacar 1

‘Bu sürecin uzayacağını başından beri biliyordum’

İşten çıkarıldıklarında büyük bir şok geçirdiklerini belirten Kaçar, “Herkes ‘kısa bir süre sonra işe döneceğiz’ diye düşünüyordu fakat öyle olmadı. Ben önümüzdeki seçimlere kadar bu süre devam eder diye düşünüyordum. Ama genel yargı benim görüşümden bağımsızdı. En nihayetinde de benim düşündüğüm gibi oldu” diyor.

Van’a dönmeden önce bir süre daha Dersim’de kalan Kaçar, en asgari koşullarda hayatını idame edebilmek için öncelikle arabasını satıyor. Van’a döndükten sonrada yeni bir iş arayışına başlıyor. Kaçar, o süreci şu sözlerle ifade ediyor: “Psikolojik olarak çok kötü bir süreç. Biz ilk atılanlardan olduğumuz için toplum henüz durumdan haberdar değildi. Sokakta insanlarla karşılaştığımda, ‘Burada ne yapıyorsun?’ dediklerinde işten atıldığımı söylüyordum. ‘FETÖ’den mi atıldın? Senin ne alakan var FETÖ ile başka örgütlerden dolayı mı atıldın?’ diyorlardı. Kendi içimden ‘Biz ne yaptık ki?’ diyordum. Biz sadece hak savunuculuğu yaptık sendikalarda.”

‘Uzun süre iş bulamadım ve kendi işimi kurdum’

Kürt illerinde bu durumun daha olağan karşılandığını ve kısa bir sürede duyarlılık oluştuğunu ifade eden Kaçar, uzun bir süre belirsizlik yaşasa da bir yerden doğruluyor ve uzun bir iş bulamama sürecinden sonra yaşadığı yalnızlığı yenerek iş kurmaya karar veriyor. İş aramaktan bir hal olan ve dinlenmek için bir bahçeye giren Kaçar, o bahçenin kendi ekmek teknesine dönüşmesinin hayalini kuruyor ve en nihayetinde öylede oluyor. Önce orakla ot biçiyor ardından bahçedeki evin duvarlarını kireçle boyuyor ve araya mavisini de ekliyor. Böylece çay bahçesinin adı da Mavi-Beyaz oluyor.

İhraçtan sonra geçen zorlu süreç ve psikolojik sorunlar

Psikolojik olarak zorlandığı bu süreci ise Kaçar şu sözlerle aktarıyor: “Van’a döndüğümde bir kış boyunca yalnızlık, işsizlik yaşadım. Bir kadın için ekonomik özgürlük birçok hakkın başında geliyor. Birkaç ay işsiz kalıp hemen evlenen arkadaşlarımız oldu. Kadınlar için bu çok daha zor bir süreçti. Ben annesiz babasız büyümüş bir kız çocuğuydum. Okuduğum bölüm çok iyi olmasa da benim için ekmek paramı kazandığım bir bölümdü. Bunun için emek vermiştim. Bir anda bütün emeklerinin üzerine oturuluyor maddi manevi ve sen yok sayılıyorsun. Bu benim için ciddi bir kayıptı. Defalarca keşke yaşamasaydım, neden bunlar benim başıma geliyor diyordum. Ama yapabilecek bir şey yoktu. Tekrar eve kapanamazdım.”

Kaçar, yaklaşık 6 yıldır işlettiği çay bahçesinde aynı zamanda ilk yıllar anlaştığı yerler için yemekler yapıyordu. Pandemiyle birlikte bu durumun da değiştiğini aktaran Kaçar, bu bahçeyi ilk kiralamak istediğinde bahçe sahibiyle üç aylığına anlaşmış ve büyük bir riske girmişti. Kaçar, “İlk iş yerimi açtığımda küçük bir tabela kullandım çünkü çok korkuyordum. Siren sesinden bile korkuyordum. Çünkü hapis cezası da almıştım. İş yerim basılırsa, o da elimden gidecekti ve ben ne yapacağım o zaman diye düşünüyordum. İhraçla beraber yurtdışı yasağım oldu, param da gitti ve hapis korkusu da vardı” diye kaydediyor.

‘Bana benzeyen çok insan vardı’

İlk ihraçlardan biri olan Kaçar, iş yerini ilk açtığı zamanlar çok korktuğunu birçok şeyin tekrar işi için tehdit oluşturup oluşturmayacağı konusunda kaygılandığını ifade ediyor. Kaçar, “İlk zamanlar çok korkuyordum. Bir güvenlik görevlisi iş yerimin önünden geçtiğinde ‘başıma bir iş mi gelecek’ diye çok fazla korktum. İhraçlar artınca şunu gördüm, yalnız değilim. Yalnız olmadığınızda size benzer insanlar olduğunda ve onlarla bir araya geldiğinizde bu örgütlü mücadelelerle mümkün. Arkadaşlarımla aynı kaderi paylaşmak insana bir güç veriyor açıkçası. Sendika arıyordu bizi. Bu bizim can suyumuz. Başımıza bir şey geldiğinde sendika bizi arıyor. Örgütlü bir şekilde kalmanın bizi hayatta tuttuğunu, yoksa eriyip arada kaynayıp gideceğimizi yok olacağımızı net bir şekilde görebildik” diyor.

Mahkeme süreci hala devam eden Kaçar, bütün hukuki desteğin sendika tarafından sağlandığını ve mahkemesinin Bölge idare mahkemesinde sürdüğünü belirtiyor.

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
KHK’li Kaçar: Zorlu süreci örgütlü mücadele sayesinde atlattım

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir