Van sınırında Pakistanlı hareketliliği: Evrensel beyanname şartları uygulanmalı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Göçmenlerin, Van başta olmak üzere Türkiye’de yaşadıkları sorunları ve yaşadıkları hak ihlallerini konuştuğumuz İHD Van Şubesi’nden Hamdi Bayhan ve Göçmen Hukukçusu Mahmut Kaçan, göçmenlerin yaşam koşulları için evrensel beyanname şartlarının uygulanması gerektiğine vurgu yapıyor.

Türkiye’de seçim döneminde, Suriyeli göçmenler başta olmak üzere bütün göçmenlere yönelik baskılar arttı. Türkiye’nin göçmen deposu olarak kullanıldığını belirten ve bundan rahatsız olan yurttaşlar seçim döneminde göçmenlerin kendi ülkelerine gönderilmeleri üzerinden kampanya yürüttü. Göçmen karşıtlığı hızla artarken göçmenlerin yaşadığı sorunlar ise göz ardı edildi.

Van sınırında Pakistanlı hareketliliği: Evrensel beyanname şartları uygulanmalı - gocmenler2

Göçmenlerin zorunlu rotalarından biri olan Van’da ise sınırdan geçişler devam ediyor. Van başta olmak üzere göçmenler ülkeye giriş yaptıkları ilk şehirden itibaren sorun yaşamaya başlıyorlar. Ekonomik krizle birlikte açlık sınırının altında kalan göçmenler yaşamakta zorlanıyor. Bununla birlikte üçüncü ülkeye kabul alan çok az sayıda göçmen varken geriye kalanını ülkelerine gönderilme tehdidiyle bıçak sırtı yaşıyor.

Kendi ülkelerinde yaşadıkları sorunlar bir tarafa yola koyulmalarından, Türkiye’deki yaşamlarına kadar çeşitli sorunlarla yüz yüze kalan göçmenler, devlet tarafından birçok politikanın merkezine konulurken tam bir korumaya da sahip değiller.

İnsan Hakları Şubesi (İHD) Van Şubesi’nden Hamdi Bayhan, göçmenlerin Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Van’da da birçok ihlale maruz kaldığını belirtiyor ve şöyle sıralıyor: “Ucuz iş gücü olarak kullanılmaları ve bununla beraber çoğu zaman ücretlerini alamamaları ya da çok kötü koşullarda barınmaları gibi durumlar söz konusu. Kimsenin yaşamadığı evlerde kira ödeyerek kalıyorlar ve çoğu zamanda hakarete de maruz kalabiliyorlar. Mülteci kadınlar ve çocuklar cinsel istismara maruz kalabiliyorlar. Zaman zaman basına ve kamuoyuna da yansıyor.”

Van sınırında Pakistanlı hareketliliği: Evrensel beyanname şartları uygulanmalı - van siniri pakistanli hareketliligi 4

Açlık sınırında yaşayan göçmenler

Bu ihlallerin yaşanmasının ardından en büyük sorunun göçmenlerin bunu aktaramaması olduğunu ifade eden Bayhan, “Bu sorunlarla baş edemeyeceklerini düşünüyorlar ve dolayısıyla dile getirmiyorlar. Yeni sorunlarla karşılaşmak istemiyorlar. Çok ciddi bir ekonomik sıkıntı yaşıyorlar. Aslında ülkenin her yerinde mültecilerin refah içerisinde yaşadıkları dile getiriliyor. Ülke bütçesinin ciddi bir bölümünün onlara aktarıldığı söyleniyor. Ancak bunların çoğu bir algıdan ibaret. Hatta belki Avrupa Birliği’nden mülteciler için aktarılan paranın büyük bir bölümü beklide mültecilere ulaşmıyor. Ülkenin her yerinde olduğu gibi onlarda yoksulluk sınırının altında olmayı bırakın açlık sınırının altında yaşamaya çalışıyorlar” diyor.

Van sınırında Pakistanlı hareketliliği: Evrensel beyanname şartları uygulanmalı - gocmenler

Göçmenlerin sağlığa erişim noktasında ciddi sıkıntılar yaşadıklarını belirten Bayhan, göç idaresinden açtıkları ekranla randevu alabildiklerini ve ülke genelinde yaşanan randevu sorunundan kaynaklı randevu alamadan ekranın kapandığını söylüyor. Dolayısıyla tedavi olamıyorlar ve zaten tedavi imkanını yakalayanlar da kendilerini ifade edemiyorlar.

Çocuk göçmenler!

Çocuk göçmenlerin dil bilmemesinden kaynaklı akranlarıyla yaşadıkları sıkıntıların çeşitli travmalara yol açtığını aktaran Bayhan, siyasilerin de göçmenler üzerine geliştirdikleri dili tehlikeli buluyor. Bayhan, “Siyasi partilerin geliştirmiş olduğu dil, gerek muhalefet gerekse de iktidarın geliştirdiği dil göçmenler açısından tehlikeli bir dil. Ayrımcılığı dayatan, göçmenlere karşı toplumsal bir linç yaşatan bir dil. Ülkenin birçok yerinde göçmenlere karşı gelişen bir öfke varken bölgede özellikle de Van’da göçmenler çok ciddi sorunlarla karşılaşmıyorlar. Van’da göçmenler, Türkiye’nin Batı’sı ile karşılaştırıldığında çok ciddi sıkıntılarla karşılaştıklarını söyleyemeyiz.”

Van sınırında Pakistanlı hareketliliği: Evrensel beyanname şartları uygulanmalı - gocmenler1

Göçmenlerin yaşam koşulları için evrensel beyanname şartlarının uygulanması gerektiğine vurgu yapan Bayhan, “Öncelikle göçmenler insan olarak ele alınmalı ve evrensel hukuktan doğan hakları tanınmalıdır. Bulundukları ülkenin vatandaşlarıyla aynı koşullarda yaşamaları sağlanmalıdır. Göçmenlerin sınırlardan geçişleri aslında hükümetin aktüel politikası ile ilgili bir şey. Zaman zaman geçişlerine izin vermiyor. Zaman zaman geçişlerine izin veriyor. Dolayısıyla geçişler devam ediyor. Tabii aralıklarla devam eden geçişler. Ülke göçmen almaya son hızla devam ediyor” diyor.

Üçüncü ülke başvurularında yaşanan sorunlar

Göçmen Hukukçusu Mahmut Kaçan ise üçüncü ülkeye yerleştirmeler konusunda politikaların durdurulduğunu aktararak, “Afganlar, Türkiye’de şartlı mülteci statüsü alsalar bile üçüncü bir ülkeye yerleştirme ile ilgili ta 2013 yılından günümüze o politika durdurulmuş durumda. Sadece hassas ve özel ihtiyaç sahibi varsa üçüncü bir ülkeye yerleştirme işlemi yapılıyor. Bir Afgan mülteci statüsü alsa dahi başka bir ülkeye yerleştirilmiyor Türkiye’de kalmak zorunda. Türkiye Afganlar için varacakları son durak. Sadece Afganlar için değil İranlılar için de böyle. Bu fiili bir durum. Zaman zaman ülkeler İranlılar için kotalarını açabiliyor ya da farklı uygulamalar olabiliyor. Ama yıllardır zaten Türkiye’de şartlı mülteci statüsü alanlar üçüncü bir ülkeye yerleşme işlemleri yapılmıyor. Yapılan insan sayısı çok az. Dolayısıyla aşama itibari ile Türkiye bu ülkelerden gelen mülteciler için bir varış noktası. Ama tabii gelenler bunu bilmiyorlar. Statü aldıkları gibi üçüncü bir ülkeye gidecekler gibi bir beklenti var. O beklenti olunca da Türkiye’de de bir entegrasyon politikası olmadığı için ve Türkiye halen Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ndeki coğrafi çekincesini koruduğu için bu insanlar düzenli bir hayat kurma girişiminde de bulunmuyor. Hep yarın gideceğiz gibi arafta kalma durumları söz konusu” diyor.

Van sınırında Pakistanlı hareketliliği: Evrensel beyanname şartları uygulanmalı - van siniri pakistanli hareketliligi 3

Zorunlu rota: Van

Türkiye’nin geneline nazaran Van’da durumun biraz daha iyi olduğunu fakat seçim süreciyle burada da bazı değişikliklerin yaşandığını belirten Kaçan, “Van uzun yıllardır sığınmacıların, Türkiye’ye ilk temas noktası olduğu için şimdiye kadar göçmenlere karşı bir nefret söylemi ya da yerel halktan onlara yönelik fiziksel saldırıya varacak şekilde bir tepki ya da onları sorunların kaynağı olarak görme gibi bir eğilim yoktu. Ama seçim döneminde ya da son bir iki yıldır diyeyim Türkiye’de yürütülen bu politikanın Van’a da yansımaması mümkün değil. İnsanlar sosyal medyadan, mevcut ana akım medya kanallarından mültecilere yönelik negatif söylemleri duydukça onlarda, burada somut olarak hayatlarına dokunan bir olgu olmasa dahi, giderek negatif düşünmeye başlıyorlar” diye vurguluyor.

Van ve göçmenlik arasında da bazı paradokslar olduğunu ifade eden Kaçan, “Van aynı zamanda da mülteci üreten bir kent. Vanlı birçok genç de Avrupa’ya gitmeye çalışıyor, iltica etmeye çalışıyor. Böyle de bir paradoks var. Kendi yaşadığı yerde mültecileri negatif bir obje olarak görürken bir süre sonra kendisi de aynı süreçlerin öznesi olabilir. Ama en azından Van’da söylem düzeyinde ya da düşünce bazında belki böyle negatifleşme yaşanıyor olsa da bunun gündelik yaşamda farklı bir noktaya evirileceğini düşünmüyorum. Çünkü zaten gelen insanların çoğu Van’da kalmıyor. Siz Van’da işsizseniz yine işsizsiniz. Bir mülteci çalıştırıldığı için işsiz değilsiniz. Burada kayıtlı olup yaşayan mülteci nüfusu da çok az, nüfusa oranlandığında” diyor.

Van sınırında Pakistanlı hareketliliği: Evrensel beyanname şartları uygulanmalı - van siniri pakistanli hareketliligi 2

Sınır güvenliğinin etkileri

Van-İran sınır hattında devam eden güvenlik çalışmalarının ve geri itmelerin kentteki göçmen nüfusuna yansıdığını belirten Kaçan, göçmenlere yönelik ihlallerin bize yansımadığını ve bunun nedeninin kayıt dışı olmaları olduğunu söylüyor. Kaçan, “Hareket halinde olan sığınmacı, göçmenlerin kayıt edilmemiş ya da iltica sistemine erişim sağlayamamaları nedeniyle ihlalleri şikâyet edebilecekleri bir mekanizma yok. Diyelim ki bir kadın gelirken cinsel istismara maruz kalıyor. Bu maruz kaldığı olayı ne aktarabileceği hukuksal bir zemin bulabiliyor, kültürel, eğitim durumu ya da bu kendince utanç verici durumu açığa çıkarmasına engel olacak başka nedenler de olabiliyor. İltica sistemine erişim şeffaf ve erişilebilir olmadığı müddetçe bu ağır insan hakları ihlalleri hem görünür olmuyor hem de büyük çoğunluğu bir şekilde yaşandığı yerde kalıp, unutulup gidiyor” diye kaydediyor.

Van’ın sınır dışı merkezinin içler acısı hâli

Van’da bulunan sınır dışı merkezinin koşulları ile ilgili de bilgilendirme yapan Kaçan, “Van’da bir sınır dışı merkezi var. Polis ya da jandarma yakaladığında 48 saat içerisinde oraya teslim etmek zorunda. Oraya teslim edildikleri andan itibaren de kişiler hakkında sınır dışı kararı alınıyor. Bir de idari gözetim kararı alınıyor orada tutmak için. Oradaki tutma süreci bu kişileri sınır dışı etmeye yönelik olduğu için oradaki koşullar şu anda cezaevinde tutulan bir kişinin yaşadığı koşullardan daha geri. İran’dan gelen bir sinema yönetmenisiniz, yazarsınız orada ne okuyacağınız bir kitap var, ne gazete var, ne izleyeceğiniz televizyon var. Havalandırmaya bile çıkarılmıyorlar. Hijyen koşulları kötü, yemek kalitesi kötü” diyor.

Aynı zamanda sınır dışı merkezine gittikten sonra da durumun hukuki anlamda da değiştiğini ifade eden Kaçan, “ Oradaki bir mültecinin kalma süresi belli olmuyor. Hakkında verilen sınır dışı kararının iptali için mahkemeye, avukata erişim sağlayamıyorsa, iltica talebi ile ilgili hukuksal bir mekanizmaya erişim sağlayamıyorsa zaten başlangıçta idari gözetim kararı 6 aylık süre için alınıyor. O karar verildiğinde tebliğ ediliyor. 7 gün içerisinde dava açmazsa o karar kesinleşiyor. Bildiğimiz kadarıyla en kısa sürede sınır dışı ediyorlar. Uçaklara koyup, Afganistan’a örneğin sınır dışı ediliyor insanlar” ifadelerini kullanıyor.

‘Pakistanlıların arttığı manipülatif bir söylem’

Sosyal medyada sınırda yaşanan hareketlilik ve çok sayıda Pakistanlının ülkeye giriş yaptığına ilişkin dolaşan bilgilere de açıklık getiriyor Kaçan: “Şu anda sınırda bir hareketlilik gözlemlemiyoruz, bize yansıyan bir durum yok. Havaların ısınmasıyla beraber sınır geçişleri oluyor ama geçen yılla ya da önceki yıllarla karşılaştırmak için elimizde bir rakam olması lazım. Elimizde öyle bir rakam yok. Pakistanlılar uzun yıllardır Türkiye’yi transit olarak kullanıp Avrupa, özellikle İngiltere’ye gitmeye çalışan bir profil. Daha çok ekonomik nedenlerle. Türkiye’ye gelip iltica etmek isteyen Pakistanlı görmedim henüz. Saysanız 10 kişiyi geçmez iltica talebinde bulunan Pakistanlı sayısı. Pakistanlıların arttığı söylemlerini manipülatif olduğunu düşünüyorum.”

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Van sınırında Pakistanlı hareketliliği: Evrensel beyanname şartları uygulanmalı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Avatar
    5 Ağustos 2023, 13:29

    […] sırasında aldığı hediyelerden dolayı yolsuzluktan suçlu bulunan Pakistan‘ın eski Başbakanı İmran Han […]

    Cevapla