Van’da boğulma vakaları neden arttı?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Van’da artan boğulma vakalarına karşı acilen harekete geçilmesi gerektiğini kaydeden YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, yerel yöneticilerin ve idarecilerin bu konuda ciddi önlemler alması gerektiğini söyledi.

Van’da 2023 yılı içerisinde 20 kişi boğularak öldü. Artan boğulma vakalarının nedenleri ile ilgili görüştüğümüz YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, kıyılarda bilgilendirici, uyarıcı birtakım girişimlerde bulunulması gerektiğini, insanlara, hangi saatlerde göle girebilecekleri ile ilgili uyarıların yapılması gerektiğine dikkat çekti. Aleaddinoğlu, Van Gölü’nün kapalı bir havza olduğunu ve bütün kapalı havza ve göller gibi Van Gölü’nün de beslendiği bir alan olduğunu kaydetti. Van Gölü’nün yaklaşık 16 bin kilometrekarelik bir su toplama alanı olduğunu dile getiren Aleaddinoğlu, “Bu alanın önemli bir kısmında eğim fazla ve nispeten de bitki örtüsünden yoksun. Dolayısıyla buradaki akarsular yüzeyi aşındırarak büyük ölçüde Van Gölü’ne malzeme taşıyor: toprak, çamur gibi” dedi.

Van’da boğulma vakaları neden arttı? - bogulma vakalari van 2

‘Göle akarsulardan ve şehrin atıklarından malzeme dökülüyor’

Geçmişte yağışların büyük ölçüde kar şeklinde olduğu için toprakta eridiğini belirten Aleaddinoğlu, dolayısıyla çok yavaş sızarak zemine işlediğini ve yüzeydeki tahribatın nispeten daha az olduğunu aktardı. Yağışların ekimde başlayıp bahar aylarına kadar devam ettiğini, ancak özellikle son 20 yıldır yağışlardaki bütün trendlerin değiştiğini belirten Aleaddinoğlu, “Sağanak şeklinde düşen yağışlar bütün bir sezon ya da sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında değil belli ölçüde bahar aylarına sıkışmış durumda. Yağışlardaki şiddetin artması topraktaki tahribatı arttırıyor. Tahrip olan toprak, eğim doğrultusunda akışa geçiyor böylece göle dökülüyor. Sadece akarsular değil artık eğimli yamaçlardaki bütün alanlar, şehir merkezindeki bütün atık artıklar, şehir yakınlarında bir de akarsuların göllere döküldüğü yerlerde ağırlıklı olmak üzere göle malzeme dökülümü sağlıyor. Bu da doğal olarak o malzemenin döküldüğü yerde bir çamur, halk arasında balçık denilen siltasyon dediğimiz, oturmamış yüzeyde çamurumsu, battığınızda saplanabileceğiniz bir malzeme haline geliyor” diye konuştu.

Çamurlu alanlar boğulma riskini arttırıyor

Aleaddinoğlu, söz konusu malzemelerin göle döküldüğü yerlerde özellikle de yüzme bilmeyen insanların bu alanlarda göle girmesi ile boğulma vakalarının sayısının giderek arttığının altını çizdi. İnsanların yükselen sıcaklardan dolayı yüzmeye gittiklerini, kent merkezine uzak yerler masraflı olduğu için kente daha yakın yerleri tercih ettiklerini söyleyen Aleaddinoğlu, “Bu da çamurlu alanlara denk geliyor ve doğal olarak da boğulma vakaları ortaya çıkıyor” dedi.  

Van’da özellikle öğlen saatlerinde gölün varlığından kaynaklı olarak bir basınç farklılaşmasının ortaya çıktığını belirten Aleaddinoğlu, “Göl daha geç ısınır, ama daha geç soğur. Ama kara öyle değil, güneş vurduktan hemen sonra ısınmaya başlar. Dolayısıyla karada bir alçak basınç oluşur. Göl yüksek basınç olduğu için gölden karaya doğru bir hava hareketi meydana gelir. Yani bir rüzgar oluşur. Gölle kara arasındaki o basınç merkezinin büyüklüğü rüzgarın şiddetine neden olur. Dolayısıyla hemen hemen bütün yıl boyunca Van Gölü’nde öğlen saatlerinde özellikle yaz aylarında bir rüzgar meydana gelir. Rüzgarlı havalarda dalgalar çok iyi yüzme bilmeyenler ve panik yapanlar dalgaların onları açığa doğru çektiğini düşünür” diye kaydetti.

‘Van Gölü çekiyor’ söylemi bir şehir efsanesi’

Dalgaların bir ritmiği olduğunu söyleyen Aleaddinoğlu, “Dip dalgaları şeklinde olur, yüzey dalgaları şeklinde olur ve bu zaman zaman birkaç metreyi de bulabilir. Dalganın boyu arttığında tahribat da artıyor. Tabii bu dalgaların şekline bağlı olarak açığa doğru çekebilir sizi. Bu da zaten doğal bir şeydir. İnsanların buna dikkat etmesi gerekiyor. İnsanların, ‘Van Gölü çekiyor,’ şeklindeki söylemleri şehir efsanesi. Aslında bunlar çok basit birer doğa olayı” dedi.    

Aleaddinoğlu, boğulmalara karşı birtakım önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayarak, bu konuda bilgilendirici, uyarıcı birtakım girişimlerde bulunulması gerektiğini belirtti. Aleaddinoğlu, “Kıyılara; ‘şu saatlerde girmeyin’ ya da ‘şurada bu dalgalar var’ gibi bilgilendirici levhalar asılması gerekiyor. Ya da farklı bilgilendirme yöntemlerinin kullanılması gerekiyor. Ama gördüğüm kadarıyla Van Gölü kıyılarında herhangi bir bilgilendirme levhası yok. Hiç girilmeyecek, berbat durumdaki kıyılara bile maalesef birçok çocuğumuzun, insanımızın giriyor ve o alanda belki de çok zararlı mikroplarla etkilenmesine neden oluyor” diye aktardı.

‘Yerel yöneticiler, idareciler önlem almalı’

Van Gölü’nde sınırlı sayıda bulunan sahil güvenliğin amacının boğulmalara karşı olmadığını söyleyen Aleaddinoğlu, son olarak şunları söyledi: “Buradaki sahil güvenlik tamamen kaçak ulaşım ya da kaçakçılık üzerine kurgulanmış bir sahil güvenlik. Yoksa insanların göle girerken hayatlarını kurtarmak için kurgulanmış bir yapısı yok diye biliyorum. Sahil güvenliğin bu anlamda bir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Ama yerel yöneticilerin, idarecilerin bu anlamda ciddi önlemler alması gerektiğine inanıyorum.”

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Van’da boğulma vakaları neden arttı?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Avatar
    24 Ağustos 2023, 16:28

    […] Taşlıçay ilçesinde serinlemek için Murat Nehri’ne giren 14 yaşındaki çocuk hayatını […]

    Cevapla